Ersan ERGÜR

Ersan ERGÜR

Web site URL: http://www.ersanergur.com/ Eposta: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Okuyacağınız bu makale SADAT Savunma ve Vekalet Savaşları başlıklı yazılarımızın üçüncü ve sonuncusunu teşkil ediyor. SADAT Savunma bir savunma danışmanlık şirketi olmasına karşın batılı emperyalist ülkelerin özel askeri şirketleri gibi girdikleri ülkelerde kan ve göz yaşı ekmeyip, barış ve huzurun teminatı olarak faaliyet göstermektedir.

Önceki yazımızda SADAT Savunmaya tezviratlarını akılsızca, şuursuzca, gayri ahlaki bir üslup ve yöntemle yönlendirenlerin arka planda var olan gerekçelerine değinmeye gayret etmiş idik. Şimdi İkinci Dünya Savaşı sonrası özellikle soğuk savaş sonrası Varşova Paktı’nın dağılması ve Rusya’nın eski gücünü yitirmesi üzerine ABD ve saz arkadaşlarının bölgemizde alevlendirdikleri vekalet savaşlarının yöntemine değineceğiz.

Pazartesi, 18 Ocak 2021 11:27

SADAT Savunma ve Vekalet Savaşları (1)

İkinci Dünya Savaşı ile büyük bir yıkıma uğrayan Batılı Ülkeler savaşın yıkıcı etkisi ile neredeyse yok olmak üzere olan ekonomilerini düzeltme adına birbirleri ile küresel bir anlaşmaya gittiler ve Avrupa Birliğinin doğmasını sağladılar.

Hani bilirsiniz; Batıda bir takım asılsız haberler çıkarılır sonra bu asılsız haberler mahkemelerde delil unsuru kabul edilir ve partiler kapatılır, iş yerleri yeşil sermaye adıyla yaftalanır, çocuklarımıza verdiğimiz manevi eğitim yuvaları bir bir kapatılırdı.

Birinci Dünya Savaşından sonra dağılan İslam Coğrafyası kendini toparlama ve geliştirmede çağı okuyamadı. Osmanlının Akdeniz’de donanma üstünlüğü bulunan Cenevizler ve Venediklilerin üzerinde kurduğu deniz üstünlüğünün temelinde Büyük Yelkenli Gemilerin (Kalyon) karşısına daha küçük ve süratli hareket edebilen kadırgalarla çıkması olduğu bilinen bir gerçek.

 

Bugünlerde medya İP, CHP, SP ve HDP’nin adının geçtiği bir anayasa taslak çalışmasını konuşup duruyor. Azerbaycan-Ermenistan zaferi bile gölgede kaldı. Bu çalışmayı ilk kez İP’li Ümit Özdağ’ın ağzından duyduk. İP kurucuları arasında yer alan Ümit Özdağ’ın ihracına sebep olan anayasa çalışmasını bir başka İP’li eski başkan yardımcılarından Adem Taşkaya’nın ses ve görüntü kaydı var çıkışıyla çalışmanın yapıldığına dair şüpheye yer kalmadı.

Türkiye hatta dünya üzerinde stratejistler, yazarlar, kalemşorlar, muhalifler ikiye bölündü. Dünya şu anda Azerbaycan’ı ve Türkiye’yi konuşuyor. Minsk Üçlüsünün karizmasını çizen Türkiye’nin, Rusya ile Güney Kafkasya’yı ve Orta Asya’yı yeniden dizayn etme girişimini konuşuyor.

13 Ağustos 2020 tarihinde duyurulan BAE-İsrail normalleşme anlaşması, Trump’ın “Yüzyıl’ın Anlaşması”nı destekleyen Birleşik Arap Emirlikleri’nin İslam dünyasının her köşesinde yankı bulan 2. ihaneti olarak tarih sahnesinde yerini aldı.

Türkiye geçmişte petrol ve doğal gaz arayışlarını batılı şirketler üzerinden yürütmüştür. Bugüne kadar bu bağlamda yapılan arama ve tarama faaliyetlerinden bir sonuç alınamaması, “Birileri Türkiye’nin enerji konusunda dışa bağımlı olmasını mı istiyor?” sorusunu hep gündemde tutmuştur.

Salı, 15 Eylül 2020 12:37

Bir Afrika Ülkesi: Nijer

Nijer denize kıyısı olmayan bir Sahra Altı Afrika ülkesidir. Cezayir, Benin, Burkina Faso, Çad, Libya ve Mali Nijer’in komşuları olup yüzölçümü 1,27 milyon km2’dir. En yakın deniz limanına uzaklığı 1000 km civarındadır. Ülkenin %80’i çöllerle kaplıdır; güney kesiminde yer alan küçük bir bölüm bozkır sayılabilir.

Salı, 21 Temmuz 2020 00:00

Ayasofya'da Cuma Namazına Davet

Kıymetli ASSAM Üye ve Gönüllüleri,

Danıştay 10. Dairesinin verdiği karar sonrası Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle İstanbul’un fetih sembolü Ayasofya yeniden cami olarak ibadete açılmıştır.

1453’te Fatih Sultan Mehmed Han’ın İstanbul’u fethi ile bu kadim ümmete cami olarak armağan ettiği Ayasofya maalesef 1934’ten beri tam 86 yıldır müze olarak kullanılmaktaydı.

O günden beri milletimizin ve dünya Müslümanlarının hasretle beklediği Ayasofya nihayet 10 Temmuz 2020 tarihinde Danıştay 10. Dairesinin verdiği karar ve akabinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesiyle çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yeniden Cami olarak ümmetle buluşturuldu.

Denizlere Hâkim Olan Dünyaya Hâkim Olur.”

Barbaros Hayrettin Paşa

Kıbrıs, 1 Ağustos 1571’de II. Selim’in padişahlığı döneminde Osmanlılar tarafından fethedildi. O tarihlerde ada İstanbul, Suriye ve Mısır arasında işleyen Türk gemilerine karşı saldırı üssü gibiydi. Bölge ticaretinin kontrolü için Kıbrıs’ı almak şarttı.

15 Temmuz deyip geçmeyin!

CHP ve yandaşlarının 15 Temmuz bir tiyatroydu vurgusunu sıradan bir mesaj gibi asla görmeyin.