Bu sayfayı yazdır
Perşembe, 02 Ocak 2014 14:12

Bir Toplantının Ardından : Stratejinin Derin Algısında Yeşeren Muştu.. (2 Ocak 2014)

Yazan
Öğeyi Oyla
(1 Oyla)

Bir Toplantının Ardından : Stratejinin Derin Algısında Yeşeren Muştu..

Genelde Dünya özelde İslam coğrafyasına kan gözyaşı acı ve perişanlık hakim. Yalnız ve kimsesiz olan bu coğrafyanın mazlum insanları; çaresizliğin acı girdabında her gün yenilenen ızdırapla; emperyalist batı dünyası tarafından daha çekilmez bir acının içerisine doğru itilmekte, çaresizliğin getirdiği çileyle karmaşık ve son derce kaotik bir girdabın çıkılmaz derinliğine doğru çekilmektedir. Bu acımasız felsefesinin oluşumunda; batı sadece endüstriyel gücünü değil bunun yanında toplum üzerinde inanılmaz etkileri bulunan, psikolojik ve sosyolojik mühendislik harekatına; aktif ve etken bir güç olan medyayı da alarak zulmün sürekliliğini sağlıyor.

Kan dökme algısını daha elim ve ızdırap verici olan yeni yöntemlerle değiştiren batı; Bilhassa oligarşik cuntalar vasıtasıyla; hayra yönelik dünya haritasının pusulasını karanlığa ve dehşete doğru yönlendirdi. Asker, Yargı, Kapital ve Medyanın oluşturduğu kirli tuzak hegemonyası; masumiyeti kıskaçları arasına aldı. Askeri istilaların yerine bırakılan işbirlikçi yerli kuklalar zulme daha müsait bir ekseriyet haline dönüştürüldü.

Değişen dünya stratejik hinterlandında; bu durum hem yerel görünümlü hem daha inandırıcı hem daha müessiriyeti olan bir taktikti. Yenilenen dünya gelişimi aradaki ülke sınırlarını kaldıran bir ivmeye sahip olduğundan batılı stratejisiler; kendi halkalarının refahları adına sömürü sistemlerini daha legal görünümlü bir stratejiyle yer değiştirdiler !.. Biliyorlardı ki takip etmedikleri/edemedikleri hiçbir olayın galibi olamazlar. Bu yüzden uygulanabilir stratejilerini devamlı güncelleyerek, kılıklarını ve maskelerini devamlı değiştirmekteler. İşin batı ve yandaşları açısından göstergeleri bu. Ancak sevinilecek bir durum olarak; batının karanlık paradigmaları iflas etmeye; Çağdaş firavunların kalelerindeki burçlar tek tek yıkılmaya başladı...

Artık fikri bağlamda kimsesiz ve yalnız değiliz. Karanlığın kirli perdeleri sıyrılıp yerine aydınlığın görkemli ışıltısını bırakmak üzere.

Zor bir yolun dönemecinde, çok emek isteyen bir mesainin başlangıcında ve özlenen başarıların henüz arifesindeyiz.. Arada kapatılması güç olan bir makas aralığı var. Hazırlanacak yepyeni bir stratejinin uygulana birliğini, aklın yüksek inisiyatifiyle zaman geçirmeksizin, harekete geçirmek zorundayız.. Patinaj yapan bir aracın düzlüğe çıkması için ya önden çekilmeye ya da arkadan itici bir güce ihtiyacı var. İşimiz zor, yolumuz uzun ve her türlü oyunların oynandığı bir arenanın gerçek oyuncuları olarak sahnedeyiz.. Korkumuz yok ancak mesafenin uzunluğu, yüklenen misyonun manevi sıkleti ağır ve mesuliyeti büyük.

Batının korktuğu başına gelmek üzeredir. Yüzyıllar boyu iğdiş ettiği selim ahlaklı düşünce yapısı kendini toparlamaya başlamış, manevra kabiliyetine sahip, akademik, hür düşünceli insanların safları oluşmaya başlamıştır.

Harp Akademileri Komutanlığında “Strateji Dersleri “okutan sağ duyulu beyin, sivil inisiyatifin güçlenmesine kendini adamış; ulu çınarın tohumu yeşermeye başlamıştır. Dünya menfaatine ve istikbaline hizmet ettirilen düşünce göçü durmuş; manevi dinamikleri yüksek algılar kaptan köşküne girmiş, kokpitten daha net görülen hanelerin yangını söndürülmeye başlanmıştır. Aceleci batı travmaya girmiştir. Ayakları birbirine dolaşmış, On yıllara yaydığı sinsi planlarını, korku ve endişelerinden dolayı hemen yürürlüğe koymuştur.?! Ancak hesap etmedikleri gelişmeler tulü etmiş, güneşin parlak şuası görülmeye başlamış, hiç korunaklı olmayan kirlenmiş elbisenin yerine sımsıcak ve doğal bir libas giyilmiştir. Görkemli sarayın kapısı aralanmış, yükselen basamaklar görülmüş; yeryüzünde asırlardır esen zulmet rüzgârı yerini gönüllerde inkişaf eden bad-ı saba’nın serinliğine terk etmiştir.

Şükürler olsun ki; zaman büyük bir muhabbetle lehimize işliyor ve Rabbimizin aynel -yakıyn yardımları ve lütufları yanı başımızda bizlere mutlak saadetin izlerini gösteriyor. Emperyalist zihniyetin en çok korktuğu hâl olan ‘bilgi katsayılarımızın direnci’ her geçen gün yükseliyor. Artık mega köy olan dünyayı takip edebilen, gelişen yeni doktrinleri sentezleyecek beyinlerimiz var.. Askeri alandan- Çevre bilincinin yeşerdiği kurumsallığa kadar bir yapılanmayı endüstriyel bir donanımda takip edebiliyoruz. Çok şükür Batının think-tank’larını yerle bir edecek ‘Strateji Geliştiren Merkezlerimiz’ kuruldu. Olayları en içsel derinliğiyle ‘Kritik-Analitik’ bir sorgulamaya tabi tutabiliyoruz. Dünya müstekbirlerince Müslümanlara uygulanan mezalim; bizleri daha aktif ve etken bir canlılığın içerisine çekti. Şer gözüken bir hayrın içerinde canlılığımız neşv-ü nema ederek güç kazanıyor. Asla ye’se kapılmadan ‘büyük idealler ‘içeren bu manevi zaferin hazırlıklarına bütün gücümüzle sarılma zorunluluğundan başka hiçbir eksikliğimiz yok. Hiç bir durum aşılamayacak bir hayal değil. Genelde dünya özelde Ülkemiz adına bu kutsal harekatın bilincini uygulamaktan başka bir çaremiz yok. İncitici ve alıngan duyguların metaforik algılarına düşmeden; yek vücut ve yek siper olmanın derin hazzını iliklerimize kadar yaşamak zorundayız.

En kesif karanlığı aydınlatan bir ışık konumundayız. Siyasetin inanılmaz kirliğine bulaşmadan hakkı yüceltmenin gayreti ayrılmaz bir koşulumuz ve bizleri teşvik eden bir enerji miyarımız olmalı. Çalışmalara kutsiyet atfetmeden, yepyeni, manevi tezyinatı yüksek metafizik bir olgunluğun içerisinde kendimize bir yer belirlemeli; yükselen aşamaları tek tek geçmeliyiz.

Modern dünya algısına seslenen yüksek enerjili bir devinim olarak gördüğüm ASSAM(Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi ) yapılanmasının yeni bir çığırın kapılarını açacağından hiç şüphem yok. Dünya Müslümanlarına menfi olarak yapılan stratejiler / kurulan hain tuzaklar ancak mukabil güçte, yeniden düzenleyici, organize edici stratejilere büyük bir ihtiyaç duymaktadır. “ASSAM MODERN DÜNYA ÖLÇEĞİNDE BELKİ İLK YAPI TAŞI OLMA ÖZELLİĞİNİ DE YAPISAL MİSYON OLARAK YÜKLENMEKTEDİR. ”Bu yüzden fazla mesaiye ihtiyaç duyduğu kadar, fedakarlık, dünya konjonktürünü yakinen takip etme görevini de üstlenmiş oluyor.

‘İstikbalin sedası’ ruhumuzdan yüreklerimize doğru yol almaya başladı. Akıl ve imanın erdemiyle pazılarımıza bir güç olarak ulaştığında hiç şüphesiz dünya yeniden nefeslenecek ve nurlanan bir sabaha merhaba diyecektir.

‘Stratejinin yeniden inşa eden özelliğini ‘yeter ki yüreklerimizde bir cennet muştusu olarak hissedebilelim.

Bu vesile ile ilki gerçekleşen ASSAM.. ADALETİ SAVUNANLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ.. YİK (Yüksek İstişare Toplantısının )Vatanımıza hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ederim.

Gayret bizden başarı, muvaffakiyet ve netice ancak Alemlerin Rabbi ne ait bir lütuftur.

En kalbi saygılarımla. 

Okunma 3904 defa Son Düzenlenme Pazartesi, 13 Haziran 2022 17:26
İbrahim Yavuz ZARİFOĞLU

1957 yılında İstanbul-Fatih Hırka-i Şerif'te doğdu. Yükseköğrenimini İstanbul Anadolu Hisarı Gençlik ve Spor Akademisi-Yönetim Bilimleri bölümünü derece ile bitirdi. 1980 yine İstanbul Fikirtepe Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü (akşam) bitirdi. 1979-1980 İstanbul'un değişik liselerinde ücretli edebiyat öğretmenliği yaptı. 1981-1996 Uluslararası Şiir festivallerine davet edildi. Türkiye genelinde açılan şiir-kompozisyon yarışmalarında; derece, mansiyon ve jürü özel ödülleri bulunmaktadır. Yayımlanmış 9 adet şiir kitabı bulunmaktadır. İstanbul'un değişik mahalli gazetelerinde yazmaktadır. Halen bir kamu kuruluşunda yönetici olarak çalışmaktadır. Evli 6 çocuk babasıdır.

Son Ekledikleri: İbrahim Yavuz ZARİFOĞLU

Yorum eklemek için giriş yapın