Bu sayfayı yazdır
Pazartesi, 03 Şubat 2020 00:00

Ütopya Denilen İslam Birliği Bir Adım Daha Yakın

Yazan
Öğeyi Oyla
(1 Oyla)

ASSAM Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneğinin 2017 yılında başlattığı Uluslar arası ASSAM İslam Birliği Kongreleri kapsamında icra edilen 3. Uluslar arası İslam Birliği Kongresi sonrasında bir kesim hep bir ağızdan kızılca kıyameti kopardılar.

İslam Birliğinin gerçekleştirilemez bir hayal, ütopya olduğunu dillendirdiler.

Onların böyle düşünmesi normal. Ama ASSAM öyle düşünmediği için uzun soluklu bu yolda yılmadan yürüyeceğe benziyor.

Asya ve Afrika mihveri dediğimiz ASRİKA İslam ülkelerine baktığımızda kan, gözyaşı ve zulmün kol gezdiğini görürsünüz.

Bu kargaşanın temelinde Birinci Dünya Savaşı sonrasında kukla idarecilerle yönetilen İslam ülkelerinin batılılaşma sendromunun olduğunu bir gerçek.

İslam Birliğinin ütopya olduğunu iddia edenlerin Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın Cezayir, Senegal ve Gambiya ziyaretini iyi okumalarını tavsiye ediyorum.

Bilindiği üzere Türkiye ile Libya arasında bir mutabakat ve askeri işbirliği anlaşması imzalanmıştı. İşte tam bu noktada Libya konusunda Berlin’de icra edilen konferansın hemen arkasından gerçekleştirilen bu ziyaret ne anlama geliyor hep birlikte bakalım.

Malumunuz dinimiz İslam İnsan hakları anlamında en mükemmel yaklaşıma sahip. Avrupa halkları çoğu zaman devlet politikaları altında ezilmekten kurtulmak için Osmanlının kendilerini idareleri altına almalarına taraftar olduklarını hissettirmişlerdir.

Ancak bugün durum tam tersi olmuş. İnsan hak ve hürriyetleri anlamında batının reformist yaklaşımlarını benimseyen ve batılılaşma sendromuna yakalanan İslami devletler maalesef batının sömürgesi haline gelmişlerdir.

Sonrasında durum malum; Paramparça bir coğrafya, kan ve gözyaşı...

Yaşanan bu olumsuz süreçte Libya ile varılan mutabakatın başarıya ulaşması bölge ülkelerinin vereceği desteğe bağlı. Bu meselede batının çözüm bulmaktan uzak ikiyüzlü siyaseti ile bir sonuca varılmayacağı iyice kesinleşti.

İşte tam bu noktada gerçekleştirilen bu ziyaret çok anlamlı.

İslam ülkelerinin birbirleriyle olan ekonomik işbirliklerinin artırılması, karşılıklı yatırımlar ve iyi niyet ilişkilerinin her üç ülkece vurgulanması barışa katkı anlamında bölgede olumlu bir hava estirdi.

Cumhurbaşkanımızın başlattığı bu atılım geleceğe dönük olarak İslam coğrafyasında olumlu gelişmelerin olabileceğinin ispatı konumunda.

Bölge ülkelerinin kendi aralarında yaptığı ticaretin batılı devletlerle yaptıkları ticaretin yüzde onu olduğu düşünülürse bu ziyaretin daha bir anlam kazandığı anlaşılacaktır.

Milliyet Gazetesinden Didem Özel Tümer bu ziyareti; “Zamanın ruhunu yansıtan tur” olarak tanımladı.

Tümer ayrıca, Türkiye'nin yaklaşımını ve tutumunu da "ince işçilik" olarak değerlendirdi.

Bu bağlamda Cezayir ile Türkiye arasındaimzalanan “Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Kurulması Anlaşma'sı” gelecek için İslam Birliğinin tesisini sağlayacak ayak sesleri olarak değerlendirilmelidir.

İlki 2008'de İstanbul'da, ikincisi 2014'de Ekvator Ginesi'nde gerçekleştirilen Türkiye - Afrika Ortaklık Zirvesi'nin üçüncüsüne bu yıl bahar aylarında Türkiye’nin tekrar ev sahipliği yapma hazırlığını da göz önüne aldığımızda Afrika’nın daha çok gündemimize gireceği kesin.

Tüm bu değerlendirmelerin ışığında ütopya olarak nitelenen ASRİKA teriminin Afrika ziyaretleri öncesinde Türkiye gündeminde olması hayalden öte umut ışığı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Biz inanıyoruz ki hayal etmezseniz oraya asla çıkamazsınız. Zirveye ulaşmak ancak çıkmayı hayal etmekle mümkün olur.

Bekleyin az kaldı belki yarın belki yarından da yakın…

Okunma 2036 defa Son Düzenlenme Pazartesi, 03 Şubat 2020 11:55