Bu sayfayı yazdır
Çarşamba, 22 Ocak 2020 00:00

Libya ve Bölgede İstikrar İçin; ASRİKA

Yazan
Öğeyi Oyla
(1 Oyla)

Birinci Dünya Savaşından sonra yıkılan son İslam Devleti Osmanlı’nın ardında Ortadoğu ve Afrika da kan ve gözyaşı dinmedi.

Savaşın galipleri ortaya çıkan devletçikleri bir bir işgal ederek tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürdüler.

Güç ve siyasi iktidarın kendilerinden başka devletlere geçmemesi için BM “Birleşmiş Milletler” adı altında bir birlik kurdular. NATO ve Varşova Paktı adı altında iki kutuplu dünya oluşturarak ekonomik kazanımların oklarını kedilerine çevirdiler.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yıkılan son İslam Devleti Osmanlı’nın ardında Ortadoğu ve Afrika da kan ve gözyaşı dinmedi.

Savaşın galipleri ortaya çıkan devletçikleri bir bir işgal ederek tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürdüler.

Güç ve siyasi iktidarın kendilerinden başka devletlere geçmemesi için BM “Birleşmiş Milletler” adı altında bir birlik kurdular. NATO ve Varşova Paktı adı altında iki kutuplu dünya oluşturarak ekonomik kazanımların oklarını kedilerine çevirdiler.

Osmanlının yıkılışıyla başsız kalan İslam Coğrafyası kolay bir lokma oldu. Batılı emperyalistler kurdukları güvenlik şirketleri ile o ülkelerin silahlı kuvvetlerini kontrol altına alırken teknolojik anlamda yeterli olmayan devletlerle ortaklaşa kurdukları şirketlerle de bölgemizin ekonomisini kontrol etmeyi başardılar.

Türkiye’nin de içinde olduğu İslam Coğrafyasının siyasi yerleşimine baktığımızda büyük çoğunluğunun Asya ve Afrika düzleminde konuşlandığınızı görürsünüz.

Dünya ticaret yollarını ve üç kıtanın birleşim noktasının da İslam Coğrafyasından geçtiğini düşünürseniz bu bölgenin fakr-u zaruret içerisinde dışa bağımlı devletçikler olmasının gerekçesinin bir birlik ve dış siyaset politikası oluşturamadıklarından kaynaklandığı görürsünüz.

BM bağlamında ekonomik işbirliğini hayata geçiren batı sanayileşme ve teknolojik gelişim bağlamında hızlı bir gelişim göstermişlerdir.

İslam Dünyasında var olan İslam İşbirliği Teşkilatı kendi arasında işbirliğini hayata geçirememiş ve sadece bir araya gelerek işbirliği temennilerinden öteye çıkamamışlardır. Bölgenin bu makus talihinin yıkılması için çok acil olarak bölgesel işbirliğine gidebilecek bir şemsiye altında toplanılmalıdır.

Bunun için Asya ve Afrika düzleminde yoğunlaşan İslam Ülkeleri; ASRİKA İslam Ülkeleri Ekonomik İşbirliği Platformu süratle hayata geçirilmeli ve İslam ülkelerinin birbirleriyle ticaretleri ilişkilerini artıracak bir yöntem belirlenmelidir.

ASRİKA bağlamında yeni yeni gelişmekte olan Afrika Ülkelerinin ihtiyaç duydukları her şey bu coğrafyada mevcut. ASRİKA İslam Ülkelerinin dünya standartlarının üzerinde refah düzeyine ulaşabilmeleri ve ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilmeleri için; Çağın teknolojisini kullanan, Üretimi teşvik eden, mal ve hizmet mübadelesine dayalı, faizsiz, emeği-sermayeyi-tüketiciyi koruyan, adil gelir dağılımı sağlayan, küresel güçlerin hileli yönlendirmelerinden etkilenmeyen, özerk para dolaşım sistemine sahip olan, İslâm Birliği yolunda ikinci adım olarak, İslâmi bir ekonomik sistemin kurulması hızlandırılmalıdır.

Bunun için İslam ülkeleri arasında; gümrük birliğinin, ortak pazarın, ortak para biriminin (ASRİKA Dinarı), ticaret bölgelerinin, ortak zekât fonunun, ortak üretim hatlarının tesis edilmesi, maden, enerji, tarım, ulaşım ve telekomünikasyon ile gıda sektörlerinde İslam ülkeleri arasında kooperatiflerin, el birliği sistemlerinin kurulması sağlanmalıdır.

Sanayileşmiş ülkelere karşı ortak strateji takip edilerek üye ülkeler arasında dış ticaret hacmi artırılmalı ve İslam ülkeleri arasında, Ticaret merkezleri kurulmalıdır.

Elbette tüm bu saydığımız hususların gerçekleştirilmesi için; İslam ülkeleri arasında ikili ve kurumlar arası işbirliğinin yetersiz kalmasının temelinde yer alan bir takım siyasi engellerin, ekonomik sistem farklılıklarının, ülke içi ve ülkeler arası istikrarsızlıkların ve ekonomik problemlerin ortadan kaldırılmasını sağlayacak çalışmalara hız verilmelidir.

Günümüz dünya ticaretinde bağımsız hareket ederek emperyalist devletlerle rekabet edilemeyeceği aşikardır. Bunun için İslam Ülkeleri bir birini tamamlayıcı üretim anlayışını benimsemeli aynı şeyleri değil farklı ürünleri üreterek ürün çeşitliliği anlamında birbirlerini takviye etmelidir.

Aksi takdirde daha yüzlerce yıl batılı emperyalizmin sömürgesinden kurtulmamız bir hayalden öteye gitmeyecektir.

Unutmayınız ki Ya Çaresizsiniz. Ya da Çare Sizsiniz!

Okunma 2302 defa Son Düzenlenme Salı, 22 Şubat 2022 09:10
Yorum eklemek için giriş yapın