Bu sayfayı yazdır
Salı, 08 Eylül 2015 00:00

PKK Türkiye için Dış Tehdittir

Yazan
Öğeyi Oyla
(5 oy)
PKK Dış Tehdittir PKK Dış Tehdittir

 

1.     PKK DIŞ TEHDİTTİR

Bir kısım silahlı unsurlar, başka bir ülkede teşkilâtlandırılıyor, eğitiliyor, donatılıyor, silahlandırılıyor, sınırlarımızdan içeri gayri meşru yollardan sokuluyor, devletin meşru düzenine karşı silahlı eylemlere girişiyor ve bütün bu faaliyetler yabancı ülkenin topraklarında üslenmiş kadrolar tarafından yönetiliyorsa, bu açıkça kökü dışarıda bir asimetrik savaş uygulamasıdır.

Türkiye, Güneydoğu sınırlarımızın dışında üslenmiş, uluslar arası güçlerin desteklediği bir terör örgütü ile sınırlarımızın içinde ve dışında asimetrik (Gayri Nizamî) bir savaşın tarafıdır.  

 Terör örgütünün Lider kadrosunun yerleştiği ana üssün, eğitim merkezlerinin ve diğer tesislerinin bulunduğu Irak’ın, düzenli ordularının, Türkiye topraklarına taarruz etmesi ile PKK’nın (Kürdistan İşçi Partisi) Türkiye’ye karşı asimetrik savaş uygulaması arasında tehdit değerlendirmesi bakımından bir fark görülebilir mi?

Türkiye Irak’ın düzenli ordularının taarruzuna hedef olduğu zaman ne yapması gerekiyorsa, Kandil’de ve Kuzey Irak’taki üslerden hareket eden PKK terörüne karşı da aynı mücadeleyi vermesi gerekir.

2.     SINIR ÖTESİ TEHDİTLERE KARŞI ULUSLAR ARASI HUKUK

Birleşmiş Milletler (BM) Anlaşmasının ikinci maddesine göre devletler, aralarındaki ihtilafları barışçı yollarla halletmeyi taahhüt etmektedirler. [[i]]

Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, iç barışına, kamu güvenliğine yapılan silahlı saldırıların önlenmesinin başka bir yolunun bulunmaması nedeni ile PKK’nın IRAK Coğrafyasında üslendiği alanları taşmayacak şekilde ve uyguladıkları asimetrik savaş kurallarına uygun olarak, Türkiye’nin Irak’taki PKK varlığına karşı kara, hava ve gayri nizami kuvvetlerini kullanarak, meşru müdafaa hakkı bulunmaktadır. Bu hakkı BM Andlaşmasının 51. Maddesi üyelerine vermektedir.

Uluslar arası hukuk terör örgütlerini bir savaşın tarafı olarak muhatap almamaktadır. Bu nedenle Türkiye’nin, Irak’ı yok sayıp, sınır ötesinde PKK yönetimini savaşın tarafı sayması ve askeri güç kullanması halinde, hem Irak’ı hem de Uluslararası toplumu haklılığına inandırması gerekmektedir.

3.     TÜRKİYE’NİN GÜNEY SINIRLARI İLE İLGİLİ HUKUKİ MEVZUAT[[ii]

Irak’ta Sınır ötesi harekâtın uygulanması hususunda Türkiye ile anlaşma yapabilecek bir otoritenin olduğunu söylemek güçtür.

Irak’ta otorite, Bağdat Hükümeti, Bölgesel Kürt Yönetimi ve PKK tarafından ve bunların da üzerinde, İngiltere ve Almanya’yı yedeğine alan ABD tarafından temsil ediliyor denilebilir.

Sonuçta, Bölgesel Kürt Yönetimi sınırları içinde kalan PKK üslerine yapılacak sınır ötesi kara harekâtına esas muhalefetin PKK ile ABD, Almanya ve İngiltere’den geleceği değerlendirilmelidir.  

4.     BÖLÜCÜ TERÖR VE ÇÖZÜM SÜRECİ:

Türkiye, Osmanlı Devletine katılırken aşiretlere tanınan, mahalli yönetim yetkilerinin kısıtlanmaya ve Merkezi Yönetime kaydırılmaya başlandığı Tanzimat hareketi ile birlikte başlayan, Cumhuriyetin ilanı ve hilafetin kaldırılması ile artan, Kürt Aşiretlerinin ayaklanmalarına sahne olmuş ve 14 Ağustos 1984 tarihinden itibaren de silahlı bölücü terör örgütünün uyguladığı asimetrik savaşa taraf olmuştur.

Dolayısıyla meselenin iki boyutu bulunmaktadır.

Birincisi, Devletin de yanlış uygulamaları ile temel hak ve özgürlükleri kısıtlanan ve bunun tabii sonucu olarak da Devlete karşı aidiyet duyguları azalan, aynı zamanda dış güçlerin desteği ile oluşturulan terör örgütü tarafından uygulanan bölücü propagandanın hedefi haline genel bölge halkının kavmiyetçi duygularının gelişmesi ile ortaya çıkan Kürt Meselesidir.

İkincisi de; Dış güçlerin kontrolünde ve kökü dışarıda, sorunları istismar ederek bölge halkı üzerinde de otorite tesis etmeye çalışan silahlı bölücü terör örgütüdür.

Birincisi, yani Kürt Meselesi, “Barış ve Kardeşlik Süreci” olarak başlayan ve “Çözüm Süreci” olarak sürdürülen uygulama devam ettirilerek, devletin siyasi, sosyo-kültürel, ekonomik, adli güç ve imkânları kullanılarak çözülmelidir.

İkincisi, yani Silahlı Bölücü Terör ise, Örgütün Kürt toplumu ile irtibatı kesilerek içeride iç hukuk kurallarına uygun bir şekilde güvenlik kuvvetleri ile dışarıda ise asimetrik savaş konseptine uygun ve savaş hukuku kurallarına göre Silahlı Kuvvetler kullanılarak çözülmelidir.

5.   DIŞ MERKEZLİ BÖLÜCÜ TERÖRE KARŞI ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Bölücü terörle mücadele, ülke içinde ve sınır ötesinde (kullanılacak güç, kullanma konsepti ve yöntemi, müdahil taraflar ve dayandığı hukuk, siyasi etkenler bakımından)  farklı tedbirlerin alınmasını gerektirir.

İçeride ve dışarıda asimetrik savaşın güç ve kuralları uygulanmalıdır.

Asimetrik Savaşta Psikolojik Harekât, düzenli orduların mücadelesinden çok daha fazla öneme sahiptir. Bu imkânı etkili kullanan taraf mücadelenin sonucunu kendi lehine çevirebilir.

 

Gerek psikolojik, gerekse asimetrik harekât doğru anlık istihbarata ihtiyaç gösterir. Örgütün lider kadrosu, dış ilişkileri, iç bağlantıları, toplantıları, üsleri, eğitim merkezleri, silah ve mühimmat depoları, destekçi ve müzahirleri, intikalleri, ikmal noktaları ve faaliyetleri hakkında çok ayrıntılı ve taze haberler elde edecek şekilde haber toplama ağı oluşturulmalıdır. Harekâtta kullanılacak istihbarat milli kaynaklardan temin edilmelidir.

Asimetrik unsurlarla mücadele, özel yetişmiş iç ve dış emniyet güçleri ile başarıya ulaşabilir. Asker, jandarma ve polis özel kuvvetlerimizin miktarı, yurt içinde ve yurt dışında uygulanacak harekâtı başarıya götürecek şekilde, arttırılmalıdır.

Mücadelede planlamalar merkezi, operasyon ve uygulamalar ademî Merkezi olmalıdır.

Kullanılacak kuvvetler, tahsis edilecek hava ve kara vasıtaları, haber toplama ve istihbarat unsurları bölgede oluşturulacak bir merkezin kontrolüne verilmelidir. Planlama, sevk-idare, takip ve kontrol bu merkezden yapılmalıdır.

a.     SINIRLARIMIZ İÇİNDE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

 

Önce gerekli yasal düzenlemeler yapılarak Kürt Meselesi tarihin sayfalarına gömülmelidir.

 

Kürt vatandaşlarımızın Devlete karşı aidiyet duygularını arttıracak, etnik ve kültürel değerlerinin tanınıp yaşanmasını sağlayacak ve yönetime katılma yetkilerini arttıracak yasal düzenlemeler öncelikle TBMM’den geçirilmelidir.

Devletçe ilk adım atılarak terör örgütünün, mevcut hassasiyeti istismar ederek halkın desteğini alma imkânının önüne geçilmelidir.

Silahlı Bölücü Terör unsurları ile mücadele, iç hukuk kuralları uygulanarak, bu kurallara göre de yetiştirilmiş özel harekât elemanları ile yapılmalıdır.

1)       Kürt Sorunun Çözülmesi için:

 

Ana dilde eğitim, anayasal vatandaşlık ve mahalli idarelerin güçlendirilmesi ile ilgili anayasa değişiklikleri milli bir politika olarak deklare edilmeli ve yeni meclisin ilk gündem konularından biri haline getirilmelidir.

Siyasi partilerin, Milletin refahı, Devletin güvenlik ve bekâsı için tespit edilmiş milli dış politikaya uygun olarak, bölge insanının istek ve ihtiyaçları da dikkate alınarak Kürt Meselesinin çözülmesi ve bölücü terörle sınırlarımızın içinde ve ötesinde mücadelede uygulayacağı somut program ve politikaları bulunmalıdır.

Bakanlar kurulu asgari ayda bir defa güvenlik sorunu yaşanan bölge il ve ilçelerinde toplanmalıdır.

 

Psikolojik Harekât, asimetrik savaşta güç kullanmaktan daha fazla etkilidir.

Propagandanın dayanağını müşterek tarih, müşterek vatan ve mensup olduğumuz İslâm dini oluşturmalıdır.

Bölgeye ve Türkiye geneline Kürtçe yayın yapan radyo ve televizyonlar Devlet tarafından çoğaltılmalı, Bölgenin kanaat önderleri, dini liderleri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri bu yayın kurulunun doğru haber ve yorumlarında görevlendirilmelidir.

Bölgedeki camilerde, Şafii Mezhebine mensup ve mahalli lisanı bilen din adamları görevlendirilmelidir. Diyanet işleri Başkanlığı bu hassasiyete cevap verecek tarzda organize olmalıdır. Geçiş sürecinde bölgedeki medreselerde yetişmiş din adamları istihdam edilmelidir.

Merkezi idarenin temsilcileri ve bölgedeki güvenlik kuvvetlerinin yöneticileri mahalli lisana vakıf olmalıdırlar.

En küçük operasyonlar dâhil yapılacak her askeri harekâtın planına ek, operasyona katılan her bir güvenlik görevlisinin karşılaşacakları suçlu veya masun bölge insanı ile kuracağı ilişki ve vereceği mesajlar dâhil, karşılaşılabilecek en küçük ayrıntılarda uygulanacak hareket tarzları psikolojik harekât planlarında yer almalıdır.

Yargıya başvuran vatandaşların davalarının birkaç celsede karara bağlanmasını sağlayacak şekilde yerel mahkemelerin hâkim, savcı ve adli kolluk kuvvetleri, sayı ve teknik imkân bakımından, takviye edilmelidir.

Bölgede ve hassas illerde eğitim seferberliği yapılmalı, bölge lisanına vakıf, tecrübeli öğretmen ve idarecilerin özendirici imkânlarla bölgedeki eğitim kurumlarında istihdamı sağlanmalı, eğitim çağındaki çocuk ve gençlerin okula devam oranının %100’e çıkması sağlanmalıdır.

 

2)       Sınır İçinde Silahlı Terörle Mücadele

Güvenlik kuvvetlerinin mümkün olan en üst kademeleri bölgede oluşturulacak harekât merkezlerine intikal ettirilmelidir.

Kamu güvenliğinin sağlanması için bölgedeki kolluk kuvvetleri personel ve teknik malzeme ile takviye edilmelidir.

Polis ve jandarma özel kuvvetleri ile asimetrik savaş kurallarına uygun olarak yürütülmelidir.

Ülke içinden dışarıya ve dışarıdan içeriye izinsiz ve kontrol dışı geçişler engellenmelidir. Hudut birlikleri, sınırlarımıza yakın PKK üsleri ile sınırlarımız arasının kontrolünü, sızma ve yaklaşma yollarını mayınlayarak ve ateşle koruyarak, sağlamalıdır.

Kamu düzeni yasası tavizsiz uygulanmalıdır.

Terörle mücadelede“önce emniyet sonra asayiş prensibi”uygulanmalıdır. İnisiyatif güvenlik güçlerinde olmalıdır.

b.     SINIR ÖTESİNDE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Kullanılacak Güç:

Asimetrik kuvvetlerle mücadele, özel yetişmiş kuvvet ve özel harekâta ihtiyaç gösterir.

Türk Silahlı Kuvvetleri özel harekât elemanlarının nitelikleri:

Türk Özel Kuvvetlerinin Subay ve astsubaylardan oluşan özel timleri, dünyanın ileri ülkelerindeki emsalleri ile her bakımdan boy ölçüşebilecek yeteneklere sahiptir.

Harp okulları ve astsubay sınıf okulları ile birlikte 8-10 yıl süren yoğun bir eğitimden sonra özel harekât personeli vasfını kazanabilmektedirler.

Her hava, arazi ve iklim şartlarında harekât yapabilirler.

Arazide uzun süre hayatlarını idame ettirebilirler.

Her türlü kara, hava ve deniz aracını ehliyetle kullanabilirler.

Uzun mesafeleri teçhizatları ile birlikte yaya olarak kat ettikten sonra görev icra edebililer.

Yüksek kondisyona sahip, fiziki gücü üstün, yakın boğuşma tekniklerine vakıf, her türlü silahı etkili bir şekilde kullanabilen, keskin nişancı vasıflarını taşıyan kişilerdir.

Ferdî olarak ve tim halinde kullanıldıklarında, sevk edildikleri görev ile ilgili olarak ani çıkan durumlarda, süratli durum muhakemesi yapıp sağlıklı kararlar verip uygulayabilirler.

Asimetrik kuvvetlerin (Gerillâ, Yer altı, Yardımcı) teknik ve taktiklerini bilerek pusu ve pusuya karşı, baskın ve baskına karşı, tahrip ve tahripten kurtulma, sabotaj ve sabotaja karşı savunma harekâtlarını ustalıkla yürütebilirler.

Hedeflerine karadan, havadan (helikopter ve/veya paraşütle taşınarak veya atılarak), denizden ve su altından sızdırılabilirler.

Tim halinde kullanıldıklarında, iyi birer muharip olmanın yanında, ilk yardım ve tıbbi müdahale yapabilecek sağlık personeline, üst makamlarla kriptolu telsiz haberleşmesi yapabilecek muhabere personeline, tahrip maddelerini yapıp etkisiz hale getirebilecek istihkâm personeline, her türlü silah, araç ve gerecin bakım ve onarımını yapabilecek ordudonatım personeline ve savaş uçaklarını hedeflere yönlendirebilecek hava irtibat personeline sahip savaş makinesi gibidirler.

Özel Harekât Personeli İhtiyacı

Öncelikle, dış tehditlere karşı sınırlarımızdan başlayan savunma konsepti değiştirerek tehdidi kaynağında tespit ve sınırlarımızın ötesinde etkisiz hale getirme konsepti benimsenip, stratejik savunma planlarımız bu anlayışa göre revize edilmeli ve askeri gücümüz stratejik hedeflerimizi elde edebilecek şekilde geliştirilmelidir.

 

Türkiye, etki alanı (güney ve doğu sınırları öncelikli olmak üzere sınır komşuları) ve ilgi alanını (Denizleri vasıtasıyla engelsiz ulaşabildiği ülkeler öncelikli olmak üzere tüm İslâm ülkeleri) dikkate alarak, subay ve astsubaylardan oluşan özel tim sayısı planlı bir şekilde 1000’e çıkarmalıdır. Özel harekât tim sayısı, harekât ihtiyacına göre tespit edilip üçle çarpılmalıdır. Kuvvetin 1/3 görev ifa ederken ikinci 1/3’ü eğitimle meşgul olup göreve hazırlanmalı, üçüncü 1/3 ise izinde ve istirahatlı olmalıdır.

Özel Harekât personelinin Arapça ve Kürtçe lisanını öğrenmesi sağlanmalıdır.

 

Bölücü Terör Örgütünün Sınır Ötesi Yapılanması

Bölücü terör örgütünün, Şırnak’ın Uludere İlçesi ile Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi arasında kalan Türkiye-Irak Sınırının 10-20 Km. güneyi hattında, kırk bin Km2 toprağa sahip “Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi” hudutları içinde, batıdan doğuya Haftanin, Metine, Zap, Gare, Basyan, Avaşin, Hınere, Hakurk bölgelerinde ve Şemdinli bölgesindeki Türk-Irak sınırının 90 Km. güneyinde Kandil Dağı Bölgesinde ana üsleri ve bu üsler civarında bulunan örgüte müzahir 30 kadar yerleşim birimlerinde eğitim merkezleri, ikmal depoları, karargahları ve yönetim birimleri bulunmaktadır.[[iii]

Irak’ta ABD’li özel güvenlik şirketlerine bağlı 10 000’ne yakın özel güvenlik elemanı bulunduğu, DAEŞ ’in ortaya çıkmasından sonra 400 ABD profesyonel askerinin Merkezi Irak Hükümetine danışmanlık yaptığı, Erbil ’de yeni bir ABD üssü tesis edildiği, Çok sayıda ABD, İngiliz, Alman ve İsrail özel kuvvetlerinin Kuzey Irak’taki PKK Üslerinde eğitici ve danışman olarak bulunduğu ve ABD’nin iradesinin dışına çıkan PKK yönetiminin yola getirilmesi için Erbil ve Kobani’ye,  DAEŞ’ın ABD tarafından taarruz ettirildiği göz önünde bulundurulmalıdır.

Suriye’de yapılanan PYD (Demokratik Birlik Partisi) de PKK’nın Suriye kolu olarak düşünülerek, Suriye’deki Afrin, Kobani ve Haseke-Kamışlı kantonlarındaki yapılanmalar da PKK ile mücadele kapsamı içine alınmalıdır..

 

 

Kuzey Irak’taki Bölücü Terör Örgütüne Karşı Harekât

Uluslar arası antlaşmalardan doğan “Meşru Müdafaa” hakkı kullanılarak, Terör Örgütünün üslerine, özel kuvvetler ile asimetrik savaş prensiplerine uygun, örtülü taarruzi harekât uygulanmalıdır.

Harekâtın hedefi; Kuzey Irak’taki Türkiye’yi tehdit eden PKK varlığını, bütün destek ve kullandığı imkânlarla birlikte, yok etmek olmalıdır.

Harekât Üssü ve Komuta Kontrol Merkezi:

Kara ve hava ateş destek vasıtaları, silahlı helikopter, hedef tespit ve istihbarat unsurları ile takviye edilmiş ve kontrolüne savaş ve nakliye uçakları tahsis edilmiş olarak,  “Özel Kuvvetler Komutanlığı” Güney sınırımıza sıfır ve emniyetli bölgelerde tesis edilecek üs bölgelerine intikal ettirilmelidir. Komuta yeri ve harekât merkezi üs bölgesinde tesis edilmelidir.

Sınır ötesinde, Irak Merkezi Hükümeti, Bölgesel Kürt Yönetimi ve Irak Türkmenleri tarafından sağlanacak imkânlardan yararlanarak, özellikle Kandil çevresinde, havadan ikmal ve destek alabilecek ve hedeflere ulaşmayı kolaylaştıracak bölgelerde, tesis edilebilecek geçici üslerden de azami ölçüde yararlanılmalıdır.

Sınır ötesi operasyonların hedefleri, öncelik sırasına göre; Örgüt liderleri, Örgüt karargâhları, silah depoları, mühimmat depoları, iletişim sistemleri, ikmal noktaları, ulaşım vasıtaları, ikmal yolları, eğitim kadroları, eğitim merkezleri, silahlı örgüt üyeleri ve terör örgütüne destek veren örgüt elemanları olarak tespit edilmeli ve öncelik sırasına göre tasnif edilerek, her biri için gerekli kuvvet ihtiyacı çıkarılmalıdır. Etkisiz hale getirilecek hedeflere taarruzun yanı sıra keşif ve istihbarat temini ile hava bombardımanlarının idaresi ve etkilerinin tespit görevleri için de özel timler tahsis edilmelidir.

Planlama merkezden; müstakil hareket imkânına sahip en küçük birim olan “Özel Harekât Timi” seviyesinde, hedefleri, hedefe sevk tarih ve saati, sızma güzergâhı, sızma vasıtası, donanımı, kara ve hava ateş destek vasıtası tahsisi, hedefe taarruz zamanı, hedefte istenen etkiler, görev sonunda geri çekilme zamanı, üst-ast ve komşu birliklerle iletişim bilgileri ve koordinasyon esasları belirtilerek, her safhada bütün timler farklı uzaklıktaki aynı cins hedeflere aynı anda taarruz edecek şekilde yapılmalıdır.

                                                                                                                                

Uygulama

Gizliliğe riayet bütün faaliyetlerin önüne geçmelidir.

Sevk ve idare ademî merkezi olmalıdır. Yani her hedefe tahsis edilen özel harekât timleri veya unsurları, merkezden yapılan planlamaya uygun olarak, kendi komutanları tarafından sevk ve idare edilmelidir.

İlk kademede kullanılabilecek özel harekât timlerinin tamamı, tespit edilen öncelik sıralarına uygun olarak hedeflere yeterli sayıda tahsis edilmeli, hedeflerin uzaklığına göre karadan, helikopterle taşınarak ve/veya helikopterden ve paraşütle hedef bölgelerine atılarak sızdırılmalı ve taarruzları eş zamanlı olarak icra ettirilmelidir. Görevlerini tamamladıktan sonra ana üslerine dönmeleri sağlanmalıdır. Her kademenin sınır ötesinde bulunma süresi tahsis edilen görevin yapılması ile sınırlı tutulmalıdır. Hedefine tevcih edilen güdümlü füze gibi her tim görevine odaklanmalı ve görev bitince ana üssüne dönüş yapmalıdır.

Tespit edilen bütün hedefler tamamen etkisiz hale getirilinceye kadar, mümkün olan sıklıkta ve gayri muayyen zaman aralıklarıyla azami sayıda özel timden oluşan kademelerin örtülü taarruz harekâtı devam ettirilmelidir.

 

6.     SONUÇ

Kuzey Irak’a Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 1984, 1992, 1995, 1997,  2008, 2011 tarihlerinde, Kara Kuvvetlerinin düzenli birlikleri ile hedefi ve süresi sınırlı kara harekâtı icra edilmiş ve kesin sonuca ulaşılamamıştır.

Sınırlı harekâtlarda bölgeye hâkim devletlerin ciddi bir itirazı da olmamıştır.

Kürt meselesini kabullenmeden, köklü çözümü için girişimde bulunmadan, dış merkezleri kurutacak tedbirleri almadan, silahlı bölücü terörle sadece içerde yapılan mücadele ile kesin sonuca ulaşmak mümkün değildir.

Köklü Çözüm İçin

Hazırlanacak uzun vadeli stratejik plan çerçevesinde;

Öncelikle:

Kürt vatandaşlarımızın Devlete karşı aidiyet duygularını arttıracak, etnik ve kültürel değerlerinin tanınıp yaşanmasını sağlayacak ve yönetime katılma yetkilerini arttıracak yasal düzenlemeler öncelikle TBMM’den geçirilmelidir

Aynı Zamanda, Sınır ötesinde:

Kuzey Irak’taki Türkiye’yi tehdit eden PKK varlığını, bütün destek ve kullandığı imkânlarla birlikte tasfiye edinceye kadar, Uluslar arası antlaşmalardan doğan “Meşru Müdafaa” hakkı kullanılarak, Terör Örgütünün üslerine, özel kuvvetler ile asimetrik savaş prensiplerine uygun, örtülü taarruzi harekât uygulanmalıdır.

Sınır İçinde:

Silahlı Bölücü Terör unsurları ile mücadele, iç hukuk kuralları uygulanarak, bu kurallara göre de yetiştirilmiş özel harekât elemanları ile yapılmalıdır. 08 Eylül 2015

Adnan Tanrıverdi

Em. Tuğgeneral

ASSAM Ynt. Krl. ve

ASDER Onursal Bşk.

 



 [[ii] ] NOT:

Türkiye-Irak sınırı 5 Haziran 1926 tarihli Ankara antlaşması ile belirlenmiştir.[1]

Lozan Barış Antlaşmasının imzalanmasından sonra İngiltere ile üç yıla yakın bir süre yapılan görüşmeler ve Milletler Cemiyeti Adalet Divanı Kararı neticesinde Türkiye-İngiltere ve Irak arasında imzalanan ve üç fasıldan oluşan Ankara Antlaşmasının “Türkiye ile Irak Arasındaki İyi Komşuluk Münasebetleri”ni düzenleyen “İkinci fasıl”ın 9, 10 ve 11. Maddeleri, cürüm işleyen silahlı çeteleri, sınırın iki tarafında 75 kilometrelik bir alan içinde tarafların takip ve tedip etme, suçluları bir birlerine teslim etmeyi garanti etme imkânı vermekte idi. Antlaşma gereği ikinci fasıl imza tarihinden itibaren 10 yıl, yani 1936 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.

İkinci Dünya Harbinin arkasından, Türkiye ile Irak arasında 29 Mart 1946 tarihinde  “Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması” imzalanmıştır.[2] İki devlet arasındaki sınırları düzenleyen Antlaşmaya ek 6 Numaralı Protokolün 25. Maddesi, 1926 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşmasının ikinci faslını tekrar yürürlüğe sokmuştur. Bu antlaşmayla da sınırların iki tarafındaki 75’er kilometrelik bölümlerde iki devlete birbirine haber vererek takip ve tedip hakkı verilmiştir.

Türkiye ile Irak arasında 15 Ekim 1984 tarihinde bir “Güvenlik Protokolü” daha imzalanmıştır. Bu protokole göre Türk askeri birliklerinin Irak makamlarından izin almaksızın Irak sınırından 5 kilometre içeri girme imkânı sağlamıştır. Bu protokol 1988 yılına kadar her yıl taraflarca uzatılarak devam etmiştir.

Irak’ın 02 Ağustos 1990 tarihinde haksız yere Kuveyt’i işgali üzerine ABD, İngiltere ve Fransa’nın oluşturduğu koalisyon güçleri 17 Ocak / 28 Şubat 1991 tarihleri arasındaki Irak’ı Kuveyt’ten çıkarmış, bu savaş sırasında Irak’ın güneyinde Şiiler, Kuzeyinde de Kürtler ayaklanmış, Irak yönetimi bu ayaklanmaları kanlı bir şekilde bastırınca Kuzeydeki Kürtler’in Türk hudutlarına yönelmesi ve 500 000 kişinin Türkiye’ye iltica etmesi sonucunda, Türkiye’nin talebi ile BM Güvenlik Konseyi harekete geçmiş ve aldığı 05 Nisan 1991 Tarih ve 688 sayılı kararla, “Güvenli Bölge” ilan edilmiştir. Bu kararla, Irak’ın askeri gücünün 36. paralelin kuzeyine ve 32. paralelin güneyine geçmesi yasaklanmıştır. ABD, İngiltere ve Fransa’nın başı çektiği, Almanya, Hollanda, Kanada, İspanya ve İtalya’nın oluşturduğu Birleşik Görev Gücü-Çekiç Güç vasıtası ile 36. Paralelin kuzeyini kontrolleri altına almışlardır. İkinci Körfez Savaşının başlamasıyla, yani 21 Mart 2003 tarihinde, Kuzey Irak’ta BM Güvenlik Konseyinin 688 sayılı kararının uygulayıcısı konumunda olan  Çekiç Güç  Türkiye’den ayrılmıştır.

20 Mart 2003 tarihinde İkinci Körfez Savaşını başlatan ABD ve İngiltere tarafında Irak işgal edilmiş ve işgal 15 Aralık 2011 tarihine kadar devam etmiştir.

28 Aralık 2005 Tarihli Irak Anayasası, Irak’ı Federal Bir Devlet ve Kürdistan Bölgesini ve mevcut organlarını da federal bir bölge olarak kabul etmiştir.[ 3] Anayasa merkezi hükümetin, “Bölgesel Kürt Yönetimi” Bölgesine, Irak Silahlı Kuvvetlerini sokmasını engellemiştir. Silahlı Kuvvetlerin dışında silahlı milis oluşturmayı da engellemektedir.

 

Okunma 8093 defa Son Düzenlenme Pazartesi, 19 Ekim 2015 11:28
Adnan TANRIVERDİ

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi Kimdir? Türkçe (Türkiye) Arabic (اللغة العربية) English (United Kingdom) 

 

Adnan Tanrıverdi

Uşak Medresesinde tahsil görmüş, din görevlisi olarak görev yapmış, İstiklal Harbine katılmış, İstiklal madalyası ile taltif edilmiş Ali Osman Tanrıverdi’nin tek oğlu olarak 08 Kasım 1944 tarihinde Konya'nın Akşehir ilçesine bağlı Doğrugöz (Eski adı Eğrigöz) Köyünde doğdu.

İlkokul, ortaokul ve liseyi Akşehir'de bitirdi. Orta tahsilinden sonra 1962-1963 öğrenim yılında bir yıl ilkokul vekil öğretmenliği yaptı. 1963-1964 öğrenim yılında bir yıl İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Bölümünde öğrenim gördü. Öğrenim hayatı boyunca ortaokul çağlarından başlayarak kendi çiftliklerinin ekim, hasat, pazarlama işleri yanı sıra bir simit fırınında da kalfalık yaparak üretim ve ticaret faaliyetlerinde bulundu. Üniversite tahsili sırasında ise önce bir Gümrük Komisyoncusunda çalıştı, akabinde 1963 – 1964 yılında Üniversite tahsili sırasında Devlet Demiryolları Birinci İşletmesi Haydarpaşa 16. Tesisler Servisi Müfettişliğinde Müfettiş Vekilliği yaptı.

1964 yılında Kara Harp Okuluna girdi. 30 Ağustos 1966 yılında; Topçu Subayı olarak pekiyi derece ile Kara Harp Okulunu bitirdi. 1967 yılında Topçu ve Füze Okulu Subay Temel Kursunu ikincilikle bitirdi. Mart 1967 tarihinde Teğmenliğe naspedildi. Aynı yıl Füsun Hanım ile evlendi.

Sırasıyla;

  • 23’üncü Piyade Tugayı 8’inci Topçu Taburunda (İstanbul),
  • 10’uncu Piyade Tümeni Topçu Alayında (Tatvan),
  • 58’inci Topçu Er Eğitim Tugayı (Burdur) Karargâh Bölüğü ve 1’inci Topçu Taburunda Batarya Komutanlıkları görevlerinde bulundu.
  • 30 Ağustos 1970’te Üsteğmen, 30 Ağustos 1973’te Yüzbaşı rütbesine yükseltildi.
  • Topçu ve Füze Okulu Kurslar Alayı Yedek Subay Taburunda (Polatlı) Yedek Subay Bölük Komutanlığı,

görevlerinde bulundu.

1976 – 1978 yıllarında Kara Harp Akademisinde öğrenim görerek 1978 yılında Kurmay Subay statüsünü kazandı.

1980 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisini bitirdi.

Kurmay Sb. olarak;

  • 1978 – 1980 yıllarında 2’nci Piyade Tümen Komutanlığında (Adapazarı) İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kurmay Başkan Vekilliği;
  • 1980 – 1984 yıllarında Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği;
  • 1984 – 1986 Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı Lojistik ve Harekât Şube Müdürlükleri, Kurmay Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu.
  • 30 Ağustos 1980 tarihinde mümtazen terfi ettirilerek Binbaşılığa, 30 Ağustos 1984 tarihinde Yarbaylığa, 30 Ağustos 1987 tarihinde Albaylığa yükseltildi.
  • Akademi öncesi Özel Tekâmül Kursları, Fransızca Temel Kursu ve Gayri Nizami Harp Kursu gördü.
  • 1986 – 1988 yıllarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı,
  • 1988 – 1990 yıllarında Hakim olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1’inci ve 2’nci Dairelerinde Subay Üyelik ve 1’inci Daire Başkan Vekilliği görevlerinde bulundu.
  • 1990 yılında 8’inci Kolordu Topçu Alay Komutanlığı (Malazgirt) görevine atandı.

30 Ağustos 1992 tarihinde Tuğgeneralliğe yükseltildi ve General olarak;

  • 1992 – 1995 yılları arasında üç yıl 2’nci Zırhlı Tugay Komutanlığı (Kartal),
  • 1995 – 1996 yıllarında da Kara Kuvvetleri Sağlık Daire Başkanlığı görevlerinde bulunduktan sonra
  • 30 Ağustos 1996 yılında kadrosuzluktan emekliye sevk edildi.

Emekliye ayrıldıktan sonra;

  • 1997 – 1998 yılları arasında bir yıl süre ile fahri olarak, Üsküdar FM Radyosunun Genel Koordinatörlük görevini yürüttü.
  • 30 Mayıs 2004 tarihinde İhlâs Marmara Evleri Camii Yaptırma ve Yardım Derneği Yönetim Kurulunda yer aldı.
  • 28 Kasım 2004 – 22 Kasım 2009 tarihleri arasında Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) Genel Başkanlığı görevini üstlendi.
  • 03 Mart 2011 – 01 Kasım 2021 yılları arasında Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği görevi yaptı.

Yeni ASDER Yönetimi, kendisine ASDER Onursal Başkanlığı unvanını münasip görmüştür.

ASDER Onursal Başkanı olarak,

  • 28 Şubat 2012 tarihinde; Müslüman Ülke Silahlı kuvvetlerinin organizasyonu ve stratejik kullanımına danışmanlık, son kullanıcıdan eğitici seviyesine kadar özel konularda eğitim ve harp, silah ve araçlarının temini, bakım ve onarımı hizmetlerinde görev yapmak üzere SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim şirketini,
  • 24 Mayıs 2013 tarihinde İslam Ülkelerinin bir irade altında birleşmesinin teknik esaslarını inceleme ve İslam birliği temelinin atılması için uygun koşulları oluşturma hizmetleri için "ASSAM – Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneğini”
  • 19 Ocak 2013 tarihinde ASDER üyelerinin sportif faaliyetler yürütebilmesi için YUSDER – Yunus Uluslararası Doğa Sporları Derneği ve Deniz Sporları Kulübünü"

kurmuştur.

15 Ağustos 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı ve 08 Ekim 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliğine getirilmiştir.

Bu görevlerinden 09 Ocak 2020 tarihinde istifa ederek ayrılmıştır.

Halen;

  • ASDER Onursal Başkanlığı,
  • ASSAM Yönetim Kurulu Başkanlığı,
  • YUSDER Yönetim Kurulu Başkanlığı,
  • SADAT A.Ş. Ynt. Krl. Üyeliği,
  • İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği
  • Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği,
  • Uluslararası Müslüman Alimler Dayanışma Derneği (IMSU) Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği

görevlerini aktif olarak yürütmektedir.

Evli ve iki çocuk, 5 torun ve ziyadesi 6 toruncuğa sahip olup Fransızca bilir.

 

  

     من هو العميد المتقاعد عدنان تانريفردي؟

ولد في قرية Doğrugöz (Eğrigöz سابقًا) في قضاء أكشهير في قونية في 8 نوفمبر 1944، وهو الابن الوحيد لعلي عثمان تانريفردي، الذي تلقى تعليمه في مدرسة أوشاك، وعمل موظفاً دينيًا، وشارك في حرب الاستقلال وحصل على وسام الاستقلال.

أتم دراسته الابتدائية والإعدادية والثانوية في أكشهير. بعد تعليمه الثانوي، شغل منصب مدرس بديل في المدرسة الابتدائية لمدة عام واحد في العام الدراسي 1962-1963. ودرس في جامعة إسطنبول، كلية العلوم، قسم علم الحيوان لمدة عام واحد في العام الدراسي 1963-1964. خلال حياته التعليمية، عمل كعامل في مخبز للخبز، بالإضافة إلى أعمال الزراعة والحصاد والتسويق في مزارعه الخاصة، وانخرط في أنشطة الإنتاج والتجارة بدءًا من سن المدرسة الثانوية. أثناء تعليمه الجامعي، عمل أولاً في كوسيط جمركي، ثم في عام 1963 - 1964، عمل كمفتش بالإنابة في الإدارة الحكومية الأولى للسكك الحديدية حيدر باشا رقم 16 خدمة تفتيش المرافق.

دخل الأكاديمية العسكرية البرية في عام 1964. تخرج من الأكاديمية العسكرية البرية برتبة ضابط مدفعية بدرجة عالية في 30 أغسطس 1966. أنهى الدورة الأساسية لضباط مدرسة المدفعية والصواريخ بالمركز الثاني في عام 1967. عيّن ملازماً في مارس/ آذار 1967. في نفس العام تزوج من السيدة فسون.

على التوالي شغل مناصب في؛

  • كتيبة المدفعية الثامنة بلواء المشاة الثالث والعشرون (إسطنبول)،
  • فرقة المشاة العاشرة فوج المدفعية (تطوان)،
  • قائد بطارية في سرية قيادة لواء التدريب الخاص بالمدفعية 58 (بوردور) وفي كتيبة المدفعية الأولى.
  • تمت ترقيته إلى رتبة ملازم أول في 30 أغسطس/ آب 1970، وفي 30 أغسطس/ آب 1973 إلى رتبة نقيب.
  • شغل منصب قائد سرية ضابط الاحتياط في (بولاطلي) بكتيبة ضباط الاحتياط في مدرسة المدفعية والصواريخ.

درس في الأكاديمية العسكرية البرية في 1976– 1978 وحصل على منصب ضابط أركان في عام 1978.

تخرج من أكاديمية القوات المسلحة عام 1980.

شغل كضابط أركان:

  • منصب مديرية فرع المخابرات ونائب رئيس الأركان في قيادة فرقة المشاة الثانية في (أدا بازاري) بين عامي 1978 و1980؛
  • في السنوات 1980-1984، كان عضوا في هيئة التدريس في أكاديمية الحرب البرية؛
  •  عمل رئيسا لفرع اللوجستيات والعمليات في قسم الحرب الخاصة في هيئة الأركان العامة ونائب رئيس الأركان في الفترة من 1984 حتى 1986.
  • تمت ترقيته إلى رتبة رائد في 30 أغسطس/ آب 1980، وإلى رتبة مقدم في 30 أغسطس/ آب 1984، وإلى رتبة عقيد في 30 أغسطس/ آب 1987.
  • حضر قبل الأكاديمية الدورات التطويرية الخاصة والدورة الأساسية للغة الفرنسية ودورة الحرب غير التقليدية.
  • شغل منصب رئاسة منظمة الدفاع المدني للجمهورية التركية لشمال قبرص في الفترة 1986-1988،
  • عمل كعضو ضابط في الغرف الأولى والثانية للمحكمة الإدارية العسكرية العليا ونائب رئيس الدائرة الأولى بين عامي 1988 و1990.
  • تم تعيينه في قيادة فوج مدفعية الفيلق الثامن في (مالاذكرد) في عام 1990.

تمت ترقيته إلى عميد في 30 أغسطس/ آب 1992، وشغل كجنرال مناصب؛

  • قيادة اللواء المدرع الثاني في (كارتال) لمدة ثلاث سنوات بين 1992 و1995،
  • شغل منصب رئيس دائرة صحة القوات البرية بين عامي 1995 و1996،
  • تم إحالته إلى التقاعد بسبب عدم وجود شاغر وظيفي في 30 أغسطس 1996.

شغل بعد التقاعد مناصب؛

  • المنسق العام لإذاعة أوسكودار أف أم لمدة عام واحد بين 1997- 1998 بصفة فخرية.
  • في 30 مايو/ أيار 2004، كان عضوا في مجلس إدارة جمعية إخلاص مرمرة لبناء المساجد والإغاثة.
  • شغل منصب الرئيس العام لجمعية المدافعين عن العدالة (أسدر) بين 28 نوفمبر/ تشرين الثاني 2004 و22 نوفمبر/ تشرين الثاني 2009.
  • شغل منصب عضو مجلس أمناء جامعة أوسكودار بين 3 مارس/ آذار 2011 و1 نوفمبر/ تشرين الثاني 2021.

اعتبرت إدارة أسدر الجديدة أنه من المناسب منحه لقب الرئيس الفخري لأسدر.

وكرئيس فخري لأسدر

  • في 28 فبراير 2012: شركة صادات للاستشارات الدفاعية الدولية والصناعة والإنشاءات والتجارة المساهمة لتقديم الاستشارات والتنظيم والاستخدام الاستراتيجي للقوات المسلحة للدول الإسلامية، والتدريب على قضايا خاصة من مستوى المستخدم النهائي إلى مستوى المدرب، وتوريد وصيانة وإصلاح الأسلحة والمركبات الحربية،
  •  "أصّام - جمعية مركز المدافعين عن العدالة للدراسات الاستراتيجية" لخدمات دراسة المبادئ الفنية لتوحيد الدول الإسلامية وتهيئة الظروف المناسبة لإرساء أسس الوحدة الإسلامية بتاريخ 24 مايو/ أيار 2013.
  • في 19 يناير 2013، تم إنشاء جمعية يوسدر - يونس الدولية للرياضات الطبيعية ونادي الرياضة البحرية من أجل قيام أعضاء أسدر بالأنشطة الرياضية"

أنشأ

تم تعيينه في منصب كبير مستشاري رئيس الجمهورية في 15 أغسطس/ آب 2016 وعضواً في اللجنة الرئاسية للأمن والسياسة الخارجية في 8 أكتوبر/ تشرين الأول 2018.

استقال من هذه المناصب في 09 يناير / كانون الثاني 2020.

حالياً:

  • الرئيس الفخري لأسدر،
  • رئيس مجلس إدارة أصّام،
  • رئيس مجلس إدارة يوسدر،
  • عضوية مجلس إدارة شركة صادات المساهمة،
  • عضو المجلس الاستشاري الأعلى لاتحاد المنظمات غير الحكومية في العالم الإسلامي (UNIW)
  • عضوية المجلس الاستشاري الأعلى للمنظمات التطوعية في تركيا (TGTV)،
  • عضو المجلس الاستشاري الأعلى لجمعية اتحاد العلماء المسلمين الدولي (IMSU)

ينفذ بنشاط مهامه في.

متزوج وله ولدان وخمسة أحفاد وأكثر من ستة من أولاد الأحفاد ويتحدث الفرنسية.

    

   

Who is Retired Brigadier General Adnan Tanrıverdi? 

He was born in the village of Doğrugöz (Formerly Eğrigöz) in the Akşehir district of Konya on November 8, 1944, as the only son of Ali Osman Tanrıverdi, who was educated in the Uşak Madrasa, served as a religious officer, participated in the War of Independence and was awarded the War of Independence Medal.

He finished primary, secondary and high school in Akşehir. After his secondary education, he worked as a primary school substitute teacher for one year in the 1962-1963 academic year. He studied at Istanbul University, Faculty of Science, Department of Zoology for a year in the 1963-1964 academic year. Throughout his education life, he worked in production and trade activities by working as a journeyman in a bakery as well as planting, harvest, marketing works of his own farms starting from secondary school age. During his university education, he first worked at a Customs Broker, and then in 1963-1964, he served as Deputy Inspector at the Haydarpaşa 16th Facilities Service Inspectorate of the State Railways Administration.

He started studying the Military Academy in 1964. On August 30, 1966; he graduated from the Military Academy with an excellent degree as an Artillery Officer. In 1967, he finished the Artillery and Missile School Officer Basic Training in secondHe was assigned as Second Lieutenant in March 1967. In the same year he married Mrs. Füsun.

Respectively he served in;

  • 23rd Infantry Brigade, 8th Artillery Battalion (Istanbul),
  • 10th Infantry Division Artillery Regiment (Tatvan),
  • Battery Commands in 58th Artillery Private Training Brigade (Burdur) Headquarters Company and 1st Artillery Battalion
  • On August 30, 1970, he was promoted to First Lieutenant, on August 30, 1973 he was promoted to the rank of Captain.
  • He served as the Reserve Officer Company Commandant in the Artillery and Missile School Trainings Regiment Reserve Officer Battalion (Polatlı)

He studied at the Military Academy between 1976– 1978 and gained the status of Staff Officer in 1978.

He graduated from the Armed Forces Academy in 1980.

As Staff Officer, he served as;

  • Intelligence Branch Directorate and Deputy Chief of Staff at the 2nd Infantry Division Command (Adapazarı) between 1978 and 1980;
  • Academic Member at the Turkish Military Academy between 1980 and 1984;
  • Deputy Chief of Staff at General Staff Special Warfare Department Logistics and Operations Branch Directorates between 1984 and 1986.
  • He was promoted to Major on August 30, 1980, to Lieutenant Colonel on August 30, 1984 and to Colonel on August 30, 1987 with outstanding service.
  • He attended Special Development Courses, Basic French Course and Unconventional Warfare Course before the academy.
  • He served in the Turkish Republic of Northern Cyprus Civil Defense Organization Presidency between 1986 and 1988,
  • As a Judge, Officer Membership in the 1st and 2nd Chambers of the Supreme Military Administrative Court and Deputy Head of the 1st Division between 1988 and 1990.
  • He was appointed to the 8th Corps Artillery Regiment Command (Malazgirt) in 1990.

He was promoted to Brigadier General on 30 August 1992 and as a General after serving as;

  • 2nd Armored Brigade Commandant (Kartal) for three years between 1992 and 1995,
  • Head of the Land Forces Health Department between 1995 and 1996,
  • He was retired on August 30, 1996 due to lack of staff.

After his retirement;

  • He worked as the General Coordinator of Üsküdar FM Radio voluntarily for a year between 1997-1998.
  • He took part in the Board of Directors of İhlâs Marmara Evleri Mosque Construction and Aid Association on May 30, 2004.
  • He served as the General President of the Association of Justice Defenders (ASDER) between November 28, 2004 - November 22, 2009.
  • He served as a Member of the Board of Trustees of Üsküdar University between March 03, 2011 and November 01, 2021.

The new ASDER Administrative staff deemed it appropriate that giving him the title of ASDER Honorary President.

As ASDER Honorary President, he established,

  • SADAT International Defense Consultancy Construction Industry and Trade Incorporated Company, on February 28, 2012, to provide consultancy to the organization and strategic use of the Armed Forces of Muslim Countries, to provide training on special subjects from the end user to the trainer level and to serve in the supply, procurement, maintenance and repair of weapons and vehicles,
  • ASSAM – Association of Justice Defenders Strategic Studies Center, on May 24, 2013, for services to examine the technical principles of the unification of Islamic Countries and to form the appropriate conditions for laying the foundation of Islamic Union,
  • YUSDER – Association of Yunus International Outdoor Sports and Sea Sports Club on January 19, 2013, for ASDER members to carry out sports activities

He was appointed as the Chief Advisor to the President on August 15, 2016 and as a Member of the Presidential Security and Foreign Policy Committee on October 08, 2018.

He resigned from these positions on January 09, 2020.

He still actively carries out his duties as;

  • ASDER Honorary President,
  • ASSAM Chairman of Board of Directors,
  • YUSDER Chairman of Board of Directors,
  • SADAT Inc. Member of Board of Directors,
  • Union of Non-Governmental Organizations of the Islamic World (UNIW) Member of the High Advisory Board,
  • Turkish Voluntary Organizations Foundation (TGTV) Member of the High Advisory Board,
  • International Union of Muslim Scholars (IUMS) Member of the High Advisory Board

He is married and has two children, five grandchildren and six great-grandchildren. He can speak French

www.adnantanriverdi.com
Yorum eklemek için giriş yapın