Pazar, 20 Şubat 2022 19:25

Ali Sirmen ve Mine G. Kırıkkanat'a Reddiye

Yazan
Öğeyi Oyla
(2 oy)

SADAT, ASSAM konusunda fikir beyan etme konvoyuna Ali Sirmen ve Mine G. Kırıkkanat da katılmış.

Haydi, gençler neyse toydurlar, tecrübesizdirler, meşhur olmak istiyorlardır vs nedenlerle hatalar yapabilirler, bunu anlayabilirim. Lakin Sirmen gibi, Kırıkkanat gibi oldukça tecrübeli iki gazetecinin nasıl böyle bir hataya düşebildiklerini anlamakta ciddi zorluk çekiyorum.

Gençlere cevap yazmaya değmez de, bu iki tecrübeli yazara bir cevap verme ihtiyacını yüreğimde hissettim.

Ali Sirmen, 21 Ocak 2022 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde, "Bir vesayet masalı daha" başlıklı yazısında, gerçek adı “Gölge Ordu” olduğu halde, kitabın ismini dahi yanlış yazarak, AKP’nin Gölge Ordusu deyip, söz konusu kitabı konu ederek, bir şeyler karalamış. Genç arkadaşlarına çok güveniyor olmalı ki; onların yazdıklarını ASSAM'ın sitesinden teyit etme ihtiyacı da hissetmemiş. Bu kadar tecrübeli bir gazeteciye doğrusu bunu hiç yakıştıramadım. Genç arkadaşlarını destekleyeceğim diye, yılların biriktirdiği itibarını niye zedelemeyi göze aldı, anlayamadım.

ASSAM'ın aşağıda linkini (1) verdiğim sitesinde:

“III. ASRİKA İslam Devletler Birliğinin, Resmi dili, Bayrağı ve Başkenti;”  

"MADDE 6- ASRİKA İslâm Devletler Birliğinin resmi dili, Bayrağının rengi ve şekli ile Hükümet Merkezi, ASRİKA İslam Devletler Birliği Temsilciler Meclisi tarafından belirlenir.” yazdığı halde, nasıl oluyor da Sirmen tarafından: Şeriat hukukuyla yönetilen, dili Arapça ve başkenti İstanbul olan bir İslam devletini amaçlayan ASRİKA projesi”nin..." yazılabiliyor?

Yılların gazetecisinin böyle bariz bir ofsayta düşmesi hiç yakışık aldı mı?

Sirmen bu hataya nasıl düşmüş, onu da açıklayıvereyim; genç kalemşorlarına fazla güvenmekle, gençler niye bu hataya düştüler, onlar da kendilerini güncellemedikleri için düştüler. Bu yazdıkları bizim ilk ifade ettiğimiz sözlerdir. Halbuki bu yazdıklarımız yanlış anlaşılınca ve birileri tarafından çarpıtma malzemesi olarak kullanılınca, bu ifadeleri değiştirdik ve son şekli sitemizde, yukarıda ifade ettiğim şekilde yazılıdır.

Bu hususu Prof. Ersan Şen de tam anlamamış, bir akşam CNN Türk'de canlı yayında bana bu soruyu sordu. Sunucu Başak Şengül de hadiseyi  tam anlayamadı, benden bu konuyu biraz açmamı istedi ve ben mevzuyu detaylı bir şekilde izah ettim. CNN Türk arşivinde bu program muhafaza ediliyordur.

Bu tecrübeli yazarların anlayamadıkları veya anlamak istemedikleri konu şu ki; ASSAM'ın ortaya koyduğu, Avrupa Birliğinin alternatifi bir birlik oluşturmaktır. Bunun adına da ASRİKA dedik. Biz bir Birlikten bahsediyoruz. Bu şahıslar da sanki Türkiye Cumhuriyetinin anayasasını değiştirmek istediğimiz gibi bir algı oluşturuyorlar. Oysa, hiçbir alakası yok, eğer sitemizden yazdıklarımızı doğru dürüst okusalar, meseleyi net olarak anlayacaklar. Yazılanları niye doğru düzgün okumazlar, gerçekten anlayamıyorum.

Ayrıca bu tecrübeli gazeteci, Adnan Paşamın Kübra Par'ın bir sorusuna;  "-Hayır, hiçbir destek almadık" seklinde verdiği cevabını da köşe yazısında belirttiği halde, aklı sıra mantık oyunları ile yalanlamaya çalışması da yılların tecrübesine hiç yakışmamış.

Bakın, ASSAM, İslam Birliği Kongreleri yapıyor, bu kongreler için bütün yerli ve milli STK'ların yaptığı gibi, yerli ve milli kuruluşlardan sponsorluk desteği almaya çalışıyor. Bundan daha doğal ne olabilir? Dernekler, üye aidatları ve bağışlarla yürürler. Bunların neler olduğu ve miktarları ASSAM Derneğinde kayıtlı olup, açık ve şeffaftır. Alnımız açıktır, hiçbir lekemiz yoktur, elhamdülillah. Şunu da iftiharla söyleyebilirim ki, asla fonlanan olmadık ve olmayacağız. Hele ki; yurt dışından, milli menfaatlerimizi baltalamaya çalışanların, Sorosların, morosların fonlarının yanından dahi geçmedik.

Sirmen'in köşe yazısında yazdığı: "Bizde de karanlık bir NATO ve TSK ortak kuruluşu olan Özel Harp Dairesi’nin benzeri, adeta özelleştirilmişi olan bir örgüt olarak 28 Şubat 2012’de kurulmuş olan SADAT’ın, Özel Harp Dairesi’nin geçmişte bulaştığı işler düşünüldüğünde ne kadar tehlikeli olduğu kolayca anlaşılır.

Kurucusu Adnan Tanrıverdi’nin Cumhurbaşkanlığı Savunma Başdanışmanı olarak uzun süre görev yaptığı SADAT’ın, AKP’nin gölge ordusu olup olmadığı sorusu çok gündeme geldi.

Doğrusu AKP’nin SADAT’ı doğrudan değil de dolaylı yoldan kullanmayı yeğlediği görülüyor. TSK’nin AKP’nin ordusu haline getirilme girişimlerinde, SADAT’ın ileri gelenlerinden Gürcan Onat’ın da TSK’ye ya da okullarına giriş mülakatlarında kullanılarak TSK’nin uydulaştırılmasında dolaylı açıdan rol oynadığı biliniyor. Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında da SADAT’ın önde gelen elemanlarının yer aldıklarına tanık oluyoruz."

SADAT hakkında yazılanlara SADAT yetkilileri cevap verirler, o benim dışımdadır.

Ancak şahsım hakkındaki; "TSK’nin AKP’nin ordusu haline getirilme girişimlerinde, SADAT’ın ileri gelenlerinden Gürcan Onat’ın da TSK’ye ya da okullarına giriş mülakatlarında kullanılarak TSK’nin uydulaştırılmasında dolaylı açıdan rol oynadığı biliniyor." tezviratına cevap vermem gerekiyor.

Sayın Ali Sirmen;

  1. Gürcan Onat SADAT'ın ileri geleni değildir. (Keşke olsaydım). Sadece kurulurken verdiğim cüzi bir miktar hissem bulunmaktadır. Ne yönetimindeyim, ne de çalışanıyım. (Olmak isterdim, o ayrı konu)
  2. Gürcan Onat'ın TSK'ye ya da okullarına giriş mülakatlarında kullanılması konusuna müstakil cevap yazdım, bir zahmet o yazıma müracaat edilsin. Hatta Odatv'de de yayınlanmıştır. (Link-2)

Kısaca özetlersem; Soyu sopu belli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Hava Harp Okulundan mezun olmuş, başarılı bir kıta hayatından sonra emekli olmuş bir personel subayının, mülakatlara çağırılmasından daha doğal ne olabilir? Siz, Gürcan Onat'ı ne kadar tanıyorsunuz ki yazınızda isim veriyorsunuz? Tanımak istiyorsanız, kapımız açık, buyurun gelin, ya da ben geleyim, oturup bir çay içelim, tanış olalım. Aynı vatanın evlatları birbirimize bilgisizce saldırmayalım.

30 Ocak 2022 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki yazısında Mine G. Kırıkkanat ise "Pusudaki şeriat ordusu, SADAT!" başlığını kullanmış.

Bu başlık bile kendisine dava açmaya yeter aslında. Ancak, bu benim alanıma girmiyor, SADAT yetkilileri ne yapar bilemem.

Kırıkkanat, ASSAM Kongrelerimizin ilk dördü hakkında özet bilgi vermiş, lakin 5'inciyi unutmuş. Şu ana kadar 5 kongre yapıldı. Allah nasip ederse, bu sene sonunda 6'ncısı ve 2023 sonunda da 7'ncisini yapıp, bu işi nihayetlendireceğiz, inşallah. Böylece İslam Birliği Kongrelerimiz tamamlanmış olacak. Bu kongrelerimize kendisini bekleriz, herkese açıktır. Yalan yanlış haberlerden değil, bizzat kendi gözleri ile ve kulakları ile görerek ve duyarak, şahit olmuş olur.

Sirmen gibi Kırıkkanat da aynı golü yemiş. Yani bu kadar yıllık gazetecilik tecrübeniz nereye gitti bilmiyorum?

Kırıkkanat yazısında; "Bu anayasanın 6. maddesine göre, ASRİKA İslam Devletler Birliği’nin resmi dili Arapça, bayrağı kırmızı-yeşil zemin üzerine beyaz ay ve milli devlet sayısı kadar yıldız, başkenti İstanbul/Türkiye olarak belirlendi." yazmış.

Lisede hocalarımız kopyacıları böyle yakalardı, yanlış ifade aynı kişilerde çıkınca kopya çektikleri anlaşılırdı.

Rahmetli Necmettin Erbakan hocamız hatırıma geldi; "sizi gidi kopyacılar sizi..." derdi.

Haydi, size bir iyilik yapayım da, doğrusunu tekrar yazayım.

"MADDE 6- ASRİKA İslâm Devletler Birliğinin resmi dili, Bayrağının rengi ve şekli ile Hükümet Merkezi, ASRİKA İslam Devletler Birliği Temsilciler Meclisi tarafından belirlenir.”

İnsan siteye girip, ortada duran bu ifadeleri bir kontrol etmez mi? Etmez ise böyle gölü yer işte...

Size tavsiyem gençlere fazla güvenmeyin, kendi işinizi kendiniz görün ve bilgilerinizi sürekli güncelleyin.

Kırıkkanat bu yazısında; "Adnan Tanrıverdi, bu üçüncü kongreye ASSAM Yönetim Kurulu Başkanı unvanının yanı sıra Cumhurbaşkanı Askeri Danışmanı sıfatıyla katılıyordu. Tanrıverdi, “Mehdi’nin geleceği gün için hazırlık yapıyoruz” ifadelerini, yine bu kongrede kullandı." ifadelerini yazmış. Mine hanım anlayabilir mi bilemem, ama ben yine de işin aslını yazayım.

İslam Birliği Kongrelerini yaparken, özellikle Türkiye dışındaki, İslam ülkelerinden bir İslam âlimi, Profesör Zindani ile yaptığı ve Müslümanları  teşvik mahiyetinde kullandığı sözleridir, o söylediği. Ne yazık ki; bazı Müslümanlar dünyadaki zulümlerin bitmesini Mehdinin gelişine bağlamış, hiç bir iş yapmadan sadece dua ile günlerini geçirmektedirler. Bu insanlara, gelin biz birlik oluşturalım, zalimler ile mücadele edelim, manasında kullanılmıştır. O kişi mehdiyi beklemekte iken, Adnan paşam bizim işimiz Mehdi beklemek değil, o gelecekse gelir, biz üzerimize düşeni yapalım, anlamında söylemiştir. Lakin her zamanki fonlanmış medya olayı mehdi bekleyen danışman diye çarpıtmıştır. Bizim Mehdi gelmiş, gelmemiş, hazırlık mazırlık böyle bir gündemimiz yoktur. Lakin siz nedense çok sevdiniz bu yaftayı. Sazan gibi atlıyorsunuz nedense?  

Kırıkkanat'ın yazı başlığı: "ŞERİAT KONGRELERİNE KAMU SPONSORLARI" Sponsor konusuna yukarıda cevap vermiştim. Bu gazeteciler nedense aynı tornadan çıkmış gibi yazılar yazıyorlar.

Biz Şeriat Kongreleri yapmadık, İslam Birliği Kongreleri yaptık. AB hayranı olan sizler için bunu anlamak kolay olsa gerek aslında, ama nedense saçmalamayı tercih ediyorsunuz. AB'nin alternatifi olarak, İslam Ülkeleri arasında bir Birlik kurulmasını öneriyoruz, hepsi budur. Anlamak neden zor geliyor, ben de bunu anlayamıyorum.

Kırıkkanat "Cevaplanması gereken sorular: diyerek şu soruları sormuş.

"Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuku şeriat, dili Arapça, başkenti İstanbul olacak bir İslam Birliği Federasyonu kurma planları yapmak anayasal suç değil mi?

ASRİKA gibi hukuk dışı bir organizasyona sponsor ve halkın vergileriyle var olan kamu kurumları hakkında bir inceleme yapılmayacak mı?"

Hemen cevaplayalım; Birinci soru zaten bir uydurmadır, cevabı yukarıda verilmiştir. İkinci sorunun cevabı da şu ki; bizim organizasyonumuz hukuk dışı değildir, tamamen hukuka uygundur, kamu kurumlarından sponsorluk yoktur, kayıtlarımız herkese açıktır, istediğiniz zaman buyurun gelin inceleyin. Lakin hukuka uygun olan bu faaliyetlerimiz için hukuka uygun olmayan demek, en hafif tabiriyle iftira ve yalandır.

Kırıkkanat'ın son yumurtası ise "Çoğu TSK’den FETÖ bağlantıları yüzünden atılmış, laik cumhuriyet düşmanı eski/emekli subay ve astsubayların katıldığı bu şeriat ordusu" sözüdür. Sanırım, burada 28 Şubat postmodern darbesi sürecinde YAŞ kararları ile TSK'nden yargısız infaz ile emekli edilen, TSK'nin en disiplinli, en şerefli vatan evlatlarından bahsediyor. 28 Şubatın BÇG çetecileri yargılandı, rütbeleri söküldü, cezaevlerine tıkıldılar, bu dürüst ve haysiyetli vatan evlatlarının da itibarları iade edildi, rütbeleri verildi, lakin uzayda yaşıyor olsa gerek ki; Kırıkkanat hala bu şerefli insanları FETÖ'cü zannediyor. Hâlbuki bu insanlar FETÖ'nün tam anlamıyla düşmanlarıdırlar.

Kırıkkanat, size son söz olarak şunu söylerim ki; Türkiye yeşil örümcek ağı ile sarmalanmıyor, tam tersi kapkara emperyalistlerin ağları ile sarmalanıyor. Lakin yüreği vatan ve millet sevgisi ile atan bu yerli ve milli kadrolar elbette bunlara müsaade etmeyecektir.

İftira, yalan ve çarpıtma mumlarınız yatsıya kadar bile yanmayacaktır, bunu böyle bilesiniz.

Allah doğrunun yardımcısıdır.

Gürcan ONAT, 20.02.2022

 

LİNKLER:    

  1. www.assamcongress.com/images/Konfederasyon_Anayasasi_Onerisi/20220616_ASRİKKA_Konfederasyon_Model_Anayasa_Taslagi_TR.pdf 
  2. https://www.odatv4.com/guncel/sadat-kurucusundan-yeni-harp-okulu-mulakati-aciklamasi-yine-cagirsalar-yine-giderim-218787
Okunma 497 defa Son Düzenlenme Çarşamba, 08 Şubat 2023 09:15
Gürcan ONAT

30 Haziran 1959 tarihinde Adapazarı'nda doğmuştur.

Memleketi: Akyazı/Sakarya.

30 Ağustos 1981 yılında Hava Harp Okulundan Teğmen rütbesi ile mezun olmuştur.

1999 yılında Binbaşı rütbesindeyken kendi isteği ile emekli olmuştur.

Emekli olduğu günden itibaren sivil toplum örgütleri ile hemhal olmuştur.

ASDER, ASSAM, SADAT kuruluşlarında emek sarf etmiştir.

Halen Fatih/İstanbul'da ikamet etmekte olup, kendini vakıf ve dernek hizmetlerine vakfetmiştir.