ASSAM'ın 4 yönetim organının yanı sıra 4 tane ana kurulu bulunmaktadır.
1) Yüksek İstişare Kurulu
2) Stratejik Araştırma Kurulları
3) İlmi Etüd ve Akademik Değerlendirme Komisyonu
4) Yayın Kurulu
Stratejik Araştırma Kurulları altında da 8 kurul ve bu kurullarında çeşitli sayılarda araştırma masaları bulunmaktadır.
Stratejik Araştırma Kurulları Çalışmalarından Sorumlu Koordinatör Başkan Yardımcıları | ||
---|---|---|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Akademik Kurul Çalışmalarından Sorumlu Koordinatör Başkan Yardımcısı
MEZHEP SAVAŞI DURDURULMALIDIR
(09 Ekim 2015)
BM Güvenlik Konseyinin geride bekleyen iki üyesinin de (Rusya ve Çin) Bölgeye fiilen dahil olma girişimine bakıldığında, içinde bulunduğumuz Ortadoğu Coğrafyasının yeni ve büyük bir paylaşımın eşiğinde olduğu anlaşılıyor.
İslâm Dünyası, küresel güçlerin pompaladığı ve belki tarihinin en büyük mezhep savaşlarından birini yaşıyor.
Bu savaşın gönüllüleri var, kullanılanları var ve mağdurları var.
Küresel güçler, Şia ve Vehhabî aşırılarını ve bir kısım etnik azınlıkları teşkilâtlandırıp donatarak ehli sünnetin üzerine saldırtmaktadır
Kurtuluşun Ümmetin birliğinden geçeceği kuşkusuz.
AMA NASIL?
Önce; Ehli Sünnet, Şia ve Vehhabî ALİMLERİ bir masanın etrafına oturabilmelidirler.
Sonra; Aralarında derin uçurumlar oluştursa da ihtilaflarını rafa kaldırıp, müştereklerini tespit etmelidirler.
Daha Sonra; Ümmette ittifak duygusunun gelişmesini sağlayacak aydınlatma faaliyetlerini başlatmalıdırlar.
Bunlardan sonra; Müslüman Devlet yöneticilerinin müşterek tehdidi fark ederek birlikte hareket etme imkanı ortaya çıkabilecektir.
Bu yolun dışındaki bütün girişimler, mezhep savaşlarına benzin taşıyacak ve küresel güçlerin ekmeğine yağ sürecektir.
Birliğin sağlanmasında fert fert hepimize görev düştüğüne inanıyorum.
Sözlerimiz, yazılarımız ve davranışlarımız bölünmeye ve kavgaya değil, birleşme ve dayanışmaya yaramalıdır.
Diğer Taraftan;
Türkiye, sınırlarının hemen ötesinde cereyan eden bu büyük mücadelede kendisini her an sıcak bir çatışmanın ve savaşın içinde bulabilir.
Bu hususta da, serin kanlı davranmak gerekir. Gücümüzün yettiğinin ötesinde bir fiili duruma yeltenilmemelidir.
Suriye Coğrafyasında açıktan ve fiili girişimler yerine, örtülü ve asimetrik yöntemler kullanılmalıdır.
Direkt askeri harekât yerine, meşru kabul ettiğimiz muhaliflere eğitim, yönetim ve örtülü lojistik destek verme yöntemi kullanılmalıdır.
Türkiye, mümkün olabilen azami sayıdaki İslâm ülkelerinin temsilcilerinin iştirak ettiği bir "SURİYE KRİZİ ÇÖZÜM KONFEDERASYONU" oluşturmalıdır.
Bu konfederasyon eliyle iştirak eden ülkelerin Suriye Krizinin çözülmesi için siyasi, ekonomik ve askeri destekleri sağlanmalıdır.
Zor süreç İslâm Dünyası ile birlikte aşılmalıdır.
Türkiye buna öncülük yapmalıdır.
Adnan Tanrıverdi
ASSAM ve SADAT
Yönetim Kurul Bşk.
"Küresel Saldırının Hedefindeki İslam Dünyası" semineri Bursa ASSAM İl Başkanlığı organizasyonu ile 1 Kasım 2014 Cumartesi günü Bursa Setbaşı Kütüphanesi Üftade Konferans ve Toplantı Salonunda gerçekleştirildi.
İSLÂM DÜNYASINA HUZUR NASIL GELECEK?
10 Haziran 2014 tarihinde IŞİD militanları tarafından rehin alınan Musul Konsolosluk görevlisi 49 vatandaşımız, başarılı bir operasyonla kurtarılmıştır.
101 gündür rehin tutulan vatandaşlarımız 20 Eylül 2014 günü sabah saat 05:00 sıralarında Türkiye-Suriye sınırının IŞİD kontrolündeki (Kargamış-Ceylanpınar arasındaki yaklaşık 130 Km) sınır bölgesinden geçirilerek Şanlıurfa’ya getirilmiştir.
Vatandaşlarımızın kılına zarar gelmeden gerçekleştirilen bu operasyonun, Devletimizin kudretini ve yöneticilerimizin yeteneklerini gözümüzün önüne seren, önemli bir politik başarı olduğunun altını çizmek istiyorum.
Resmi açıklamalarda “Milli İstihbarat Teşkilâtımızın kendi yöntemleriyle gerçekleştirdiği bir çalışmayla Türk vatandaşlarının yurda döndüğü” belirtilmiştir. Kurtarma operasyonun nasılı hakkında net bir açıklama yapılmamıştır. Kurtarma harekâtının perde arkası merak konusu olmaya devam edeceğe benzemektedir. Ama önemli olan diplomatik hüviyete de sahip olan 49 vatandaşımızın sağ-salim olarak yurda dönmüş olmasıdır.
" Dünya'da ve Dünden Bugün'e Türkiye'de Savunma Sanayi " sunumu Bursa Teknik Üniversitesi, Antalya STK'lar Toplantısı gibi çeşitli konferanslarda tebliğ edilmiştir. Sunumun pdf dosyasını indirmek için tıklayınız. (Son Günceleme 28 Ağustos 2014 / 5,62Mb)
SIRA NO |
KURULLAR VE GÖREVLER |
KOORDİNATÖR VE AKADEMİSYENLER |
|
KOORDİNATÖRLER |
AKADEMİSYENLER |
||
3. |
İLMİ ETÜT VE AKADEMİK DEĞERLENDİRME KOMİSYON BAŞKANLIĞI |
Em. Kd. Alb. Abdullah Kaplan |
|
3.1. |
Başkan |
|
Prof. Dr. Yusuf Özertürk |
3.2. |
Üye |
|
Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe |
3.3. |
Üye |
|
|
3.4. |
Üye |
|
|
3.5. |
Üye |
|
|
3.6. |
Üye |
|
|
3.6. |
Sekreter |
|
|
(***)İhtiyaç duyulan ihtisas ve miktarda kurul üyesi istihdam edilecektir.
Öncelikle, 3 gündür devam etmekte olan, terör devleti İsrail’in, ABD ile birlikte kurguladığı sinsice planın gereği olarak devam eden savaşın, İran’lı Müslümanların zaferi ile sonuçlanmasını Yüce Rabbimizden niyaz ederek; şehitlere rahmet, gazilere acil şifalar diliyoruz. Yazımıza 2 ay kadar önce yaşanan, “Pakistan & Hindistan Gerilimi” ile ilgili bir anekdot analiz ile başlayalım:
Pakistan ile Hindistan arasında, 23 Nisan 2025 tarihinde başlayan gerilimin ve kısa süre sonra da savaşın başlamasının zahiri sebebi, faili meçhul bir terör saldırısı olarak gösterilmişti. Gerginlik, Cemmu ve Keşmir'in Baysaran Vadisi'nde gerçekleşen ve 25 Hindu ile bir Hristiyan turist ve bir yerel Müslüman olmak üzere 27 kişinin ölümüne ve 20'den fazla kişinin yaralanmasına yol açan 2025 Pahalgam saldırısıyla tetiklenmişti.
08 Aralık 2024’te İsrail’in ve dünyanın hiç beklemediği bir şey oldu: Colani Liderliğindeki Suriye’nin yeniden Fethi. ESED ailesinin babadan oğula geçen, yarım asrı geçkin zulüm devri sona erdi ve Türkiye’deki Suriyeliler geri dönmeye başladılar. Bu olaya paralel olarak, Türkiye’nin başlattığı “Terörsüz Türkiye” hamlesinin, PKK / YPG’yi sahada giderek geriletmesi, yok olmaya mahkûm veya teslim olmaya mecbur bırakması, Suriye’de dengelerin değişmesine yol açtı.
13 Haziran 2025 gecesi İsrail’in ABD desteği ile gerçekleştirdiği İran’a yönelik Nükleer Enerji tesislerini, Kritik Altyapıları, ülke üst düzey liderlerini hedef alan saldırısı, Dünyanın dikkatini yeniden bu iki ülke üzerine çevirmesine neden oldu. İsrail, bu türden bir saldırıyı 1982 yılında Saddam Hüseyin döneminde Irak’ın Osirak Nükleer santralını imha ederek yapmıştı. Son saldırıda, ilk dikkati çeken durum; İran’ın, İsrail’in göstere göstere “yapacağım” dediği bu saldırıya, şimdiye kadar yaşadığı onlarca başarısız tecrübeye rağmen, niçin aktif bir şekilde karşı koyamadığı sorusu cevap arıyor.
Bilgi çağının günümüzdeki uygulamalarında, Endüstri 4,0 Sanayi Devriminin giderek karmaşıklaşan içerik ve teknolojik yeniliklere sahne olduğuna şahit olmaktayız.
Gün geçmiyor ki, bu alanda her gün onlarca yeni teknoloji gündeme gelmesin. Özellikle Yapay Zeka’nın Teknolojik yeniliklere tatbik edilmesi örnekleri her geçen gün artıyor.
Biz de, bu yazımızda “İSRAİL, Gazze /Filistin ve Lübnan, Suriye Harekât Alanlarında Yapay zekayı nasıl uyguluyor?” sorusuna cevap aradık.
İsrail, Gazze ve Lübnan harekât alanlarında yapay zekâyı kapsamlı şekilde kullanarak üç aşamada süreci tamamlıyor. Süreç; İstihbarat Toplama, Hedef Tespiti ve Saha Operasyonlarının İcrası şeklindedir.