Etikete göre gösterilenler adalet

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin müracaatı ile Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’in Filistinlilere soykırım yaptıklarını tespit ve bunun durdurulması yolunda karar alınmıştı.

Uluslararası Adalet Divanı, Lahey’de Güney Afrika Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasında ihtiyati tedbir talebine ilişkin kararını açıkladı. Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerinin bazılarını ihlal ettiğine ilişkin ihtiyati tedbir kararı almaya yetkisi olduğuna hükmetti. Mahkemenin yargıcı, Güney Afrika'nın açtığı soykırım davasında haklı olduğunu söyledi. Karar şöyle:

Cuma, 18 Ağustos 2023 09:20

Toplumsal Adalet

1975’lerin sonu TRT de bir haber yayınlanmıştı. Orada bir atölye vardı. Atölye iki katlı idi. Atölye ful şekilde çalışıyordu. İdarehane üst kattaydı. Alt katta bir kadın büroda çalışıyordu. Yukarıdan kadın acele çağrılır. Kadın mini etekli. Kadın koşarak merdivenden çıkmaya başladı. Merdiven altından da bir adam kadına bakmaya başladı. Adam önündeki çekiç sapının üzerine basar ve muhafaza altına alınmamış çalışan bir motorun üzerine düşer. Kolu dönen mil altında kalarak kopar.

Seminerimiz 26 Nisan Çarşamba günü 20.00'da Zoom ve Youtube üzerinden canlı yayınlanacaktır.

Seminerimiz 29 Mart Çarşamba günü 22.00'da Zoom ve Youtube üzerinden canlı yayınlanacaktır.

Cuma, 09 Aralık 2022 09:00

İrfan Pınarından Damlalar

Aziz Milletimizin yüzyıllardır olayları ve olguları değerlendirmedeki Allah vergisi kabiliyeti, Müslüman Türk Milletinin “İrfan İmbiği”nde birikerek, zamanı ve sırası geldiğinde dertli gönüllere damlayan bir ilaç gibi, insan ruhunu teskin etmektedir.

Etiketler
Pazartesi, 22 Ocak 2018 00:00

Dünyadan Örnek Hükümet Sistemleri

Toplumlara egemen olanların iktidarının sınırlandırma isteği kuvvetler ayrılığı teorisi ile birlikte modern devletin oluşmasını sağlamıştır. Montesquieu, “Kanunların Ruhu” adlı eserinde devlet yönetiminde etkili olan yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin oluşmasını ve birbirleriyle olan ilişkisini açıklamıştır. Bu ilkeden hareket ederek günümüze kadar olan dönemde kuvvetler arasındaki ilişkinin derecesi hükümet sistemlerinin farklı şekillerde adlandırılmasını sağlamıştır. Kuvvetler arasında yer alan yargı kuvveti bu ilişki içinde ayrı bir yerde tutulmaktadır. Yargının her hükümet sistemi içinde yasama ve yürütme arasındaki ilişkisi birbirlerine yakın olması nedeniyle yargı kuvveti hükümet sistemlerinin belirlenmesinde dışarıda tutulmaktadır. Ancak çift yargı sistemi uygulayan Kıta Avrupası ülkelerinde yargının idari ayağını oluşturan idari mahkemeler ile yürütme ve yasamanın gücünü sınırlandırmak amacıyla İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Anayasa Mahkemelerinin iktidar ilişkileri içinde işlevleri bulunmaktadır. Bu ilişkinin var olması hükümet sisteminin biçimini değiştirmemektedir. Her ülkede değişik isimlerle, coğrafi esaslara göre kurulmuş mahkemeler yer almaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada hükümet sistemlerinin oluşmasında etki yaratmayan yargı kuvveti incelemeye dahil edilmemiştir.

İslamiyet’te devlet Hz. Muhammed (s.a.v) döneminde ilk biatlarla birlikte kurulmuştur. İslam devletinin esası Kuran-ı Kerime göre şekillenmiştir.
Hz. Ali’nin, Hz. Muhammed’in (s.a.v) amcasının oğlu olması, onun yanında büyümesi ve Hz. Peygamber’in eğitiminden geçmesi kendisini farklı bir konuma getirmiş, siyasî, sosyal ve kültürel tarihin ön sıralarına taşımıştır.
Hz. Muhammed ve sonrasında selefleri döneminde Hz. Ali’nin düşünceleri ve davranışları onun adalet duygusunu ön plana çıkmıştır. Hz. Muhammed’in (s.a.v) döneminde ortaya çıkan sorunlar Hz. Ali tarafından çözümlenmiştir. Hz. Ali, Hz. Peygamber’in gerek hayatında, gerekse vefatından sonra ortaya çıkan bir kısım problemlerin fıkhi çözümlerine dair içtihatlarında isabet kaydetmiştir. Onun ortaya koyduğu çözümler, döneminin sahabeleri tarafından kabul edilmiş, bundan sonra bütün âlimlerin önemli bir bilgi kaynağı olmuştur
Hz. Ali kendisinden önceki halifeler döneminde adil tutum ve davranışları ile ideal devlet adamı olduğunu göstermiştir. Halifelik döneminde ise bu özellikleri devlet idaresinde uygulamaya yansımıştır.
Adil davranma, adaletli olma bir devlet adamında ve yöneticide olması gereken nitelikler arasında önemli bir yer tutmaktadır. Adaletin olmadığı bir yerde dedikodunun olacağı ve dedikodunun olduğu yerde ise kargaşa ve düzensizliğin olacağı muhakkaktır.
Bu çalışmanın amacı; devlet adamı olarak Hz. Ali’nin yönetimde adalete verdiği önemi ve uygulamalarını örneklerle bir bütün halinde ortaya çıkarmaktır.
Bu doğrultuda Kuran-ı Kerim başta olmak üzere hadisler ve Hz. Ali ile ilgili bilimsel yayınlar incelenmiştir.
 
Makalenin tamamını http://www.assam.org.tr/document/Devlet_Adami_Hz_Ali_nin_Yonetim_ve_Adalet_Anlayisi.pdf adresinden bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
Etiketler

"İslam fıkhında kişiler arasında ve kişilerle yönetim arasında adaleti sağlamada uygulanacak hükümler, suç sayılan fiiller ve uygulanacak cezalar" konulu seminer İlahiyatçı Yazar Furkan Yılmaz ALTUNÖZ sunumuyla ASSAM Kayseri İl Başkanlığı tarafından 27 Ekim 2014 tarihinde Kayseri'de gerçekleştirilmiştir.

 

Sunum dosyasına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Etiketler

(Tebliğ 03-05 Ekim 2013 tarihinde Bingöl Üniversitesi tarafından düzenlenen "Geçmişten Günümüze Alevilik 1. Uluslararası Sempozyumunda" sunulmuştur. Tebliğin tamamı bildiri kitabı basıldığı zaman yayınlanacağından dolayı tebliğin özeti ASSAM okuyucularına sunulmuştur. Kitaba www.alifuatgokce.com/makaleler.html adresinden ulaşabilirsiniz.)

Tebliğde İslamiyet’te devlet idaresi ve Hz. Ali’nin yönetim ve adalet anlayışını; kuran-ı kerim peygamber efendimizin hadisleri ve Hz. Ali’nin uygulamalarından örnekler vererek açıklanmıştır.

Devletin meydana gelebilmesi için gerekli olan unsurlar; insan, toprak ve egemenliktir.

Devlet insanın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkmış bir olgudur. İnsan, toplayıcılık, avcılık döneminden itibaren ihtiyaçlarını giderebilmek için bir arada yaşamak zorunda kalmış ve bu zorunluluk sonucu paylaşmayı ve dayanışmayı öğrenirken, bunlarla eş zamanlı olarak birbiriyle çatışmayı da öğrenmiştir. İbn-i Haldun insanların sosyal bir yaratık olduğu ve toplum içinde bir arada yaşamak zorunda olduğunu belirtmiştir. İnsanı toplum içinde yaşamaya iten nedenler arasında “ekonomi” ve “güvenlik” kavramlarını öne çıkaran İbn-i Haldun, insanların çeşitli ihtiyaçlarını tek başlarına gideremeyeceği için yardımlaşma ve kendilerini savunabilmek için dayanışma kavramlarına değinmiştir. DOLAYISIYLA DEVLETİN OLUŞUMUNDA EN ÖNEMLİ UNSUR İNSANDIR.