Bu sayfayı yazdır
Cuma, 04 Nisan 2025 10:39

Sudan’da 3. İç Savaş Bitti Mi?

Yazan
Öğeyi Oyla
(0 oy)

Türkiye’nin Afrika’daki tarihi gönül coğrafyalarının başında gelen ülkelerden Sudan’da, iki  yıla yakın bir süreden beri devam etmekte olan son İç Savaş’ın bittiği yolunda Bayram öncesi sevindirici haberler gelmişti. Başkent Hartum ve Omdurman gibi iki stratejik büyük şehir, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) unsurlarından temizlenmiş olsa da, henüz HDK kontrolündeki dört eyalette ülkenin meşru ordusuna karşı direniş sürüyor.  Bu olumlu haberler, Türkiye ve İslam Dünyasını sevindirse de; Afrika’nın  (görünüşte fakir, aslında) çok verimli tarım ve hayvancılık potansiyeline, zengin altın ve diğer kıymetli madenlere sahip bu mazlum ülke Sudan’ın, iç savaş belasını atlatmada önemli bir aşamaya gelindiğini gösterse de, daha yapılacak çok iş olduğunu söylemek gerekiyor.

Talihsiz Dost Ülke Sudan’ın yakın tarihine baktığımızda, Sudan siyaseti, 1968, 1969, 1971, 1975, 1976, 1977, 1985, 1989, 1990, 1992, 2004, 2012, 2013, 2019 yıllarında askerî darbelere sahne oldu. Ülke, halen devam eden 3. İç savaştan önce de, iki kez daha iç savaş felaketi yaşadı. 1955 ve 1972 yılları arasında vuku bulan 1. Sudan İç Savaşının devamı kapsamındaki İkinci Sudan İç Savaşı, 1983 ve 2005 yılları arasında merkezî Sudan hükûmeti ve güney Sudan illerinin bağımsızlığı için mücadele eden “Sudan Halk Kurtuluş Ordusu” arasında gerçekleşmişti. Bu önceki iki iç savaşta, yaklaşık iki milyon insan savaş, kıtlık ve hastalık sonucu öldü. Güney Sudan'da dört milyon insan savaş sırasında en az bir kez yerlerinden edildi. Sivil ölüm oranı II. Dünya Savaşı'ndan bu yana meydana gelen savaşlar arasında en yüksek oranlardan biridir. ABD ve İngiltere gibi (BÖL- PARÇALA-YÖNET / YUT stratejisine sahip ) emperyal ülkelerin kışkırtmasıyla başlayan çatışmalar, resmî olarak 9 Ocak 2005 tarihinde Nairobi'de bir barış anlaşmasıyla sona ermiş olsa da, ülkenin ikiye bölünmesiyle, yaklaşık 644.000 km2’lik kısmı Güney Sudan’da kaldı. Eski devlet başkanlarından El Beşir’in 30 yıl kadar süren iktidarı döneminde   Darfur Eyaletindeki isyanların bastırılması maksadıyla, ihdas edilen paramiliter unsurların (Vahşi insanlık suçları işleyen Jan Javit Milislerinin) başına getirilen, 90’lı yılların “deve çobanı” vasfındaki , askerlik sanatından bi haber Mohamed Hamdan Dagalo (kısaca Hemidti) iç karışıklıklardan   yararlanarak, giderek güçlendi. Bugünün HDK’nin lideri, kendisine Orgeneral rütbesi veren taşeronu, Ülkenin bir tane olması gereken resmi ordusunun yanında kendi eşkıya sürüsünün palazlanmasını, çöktüğü altın madenlerinin karşılığında BAE’lerinden aldığı DOLAR  zenginliğine borçlu.

Görünüşte BAE, Hemidti eşkıyasına destek vererek, asıl Sudan Ordusuna karşı ABD’ ve İsrail’in Afrika’daki taşeronluğunu yapıyor dense yanılmış olmayız:

  • BAE, (2019 – 2021 yıllarında, Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzaladığı, Ulusal Mutabakat Hükümetince yönetilen Libya’nın başına bela olmuş olan diğer bir ABD aparatı eski general Hafter’e destek maksadıyla, içtima halindeki 30-40 kadar Libya Harp Okulu Öğrencisini SİHA ateşi ile katletmişti.
  • Nil’den Fırat’a kadar Arz-ı Mev’ud masalı uyduran İsrail, 90’lı yıllarda Sudan Silah ve mühimmat Fabrikalarından bir kaçını bombalamıştı. 

Hemidti, “biti iyice kanlandığından”, arkasındaki emperyal destekçilerine güvenerek, resmi orduya katılması ve  HDF’ni lağvetmesi yönündeki Egemenlik Konseyi kararına aykırı olarak,  Sudan Devlet  Başkanı Orgeneral El Burhan’la savaşa girişti. Oysaki, bir Ülkenin resmi ordusu bir tanedir. İkincisi her zaman büyük bir tehlikedir.

Sudan, yaklaşık 2 senedir resmi ordu ile (HDK) arasında cereyan eden şiddetli iç çatışmalara sahne oluyor. Arabuluculuk için devreye giren ABD-Suud girişimleri defalarca başarısız olduğu gibi kıtasal Afrika Birliği (AFB) ve bölgesel Hükümetler arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) de sorunun çözümü için etkili formüller geliştiremedi. Sürmekte olan iç savaşın son aşamasında, Sudan ordusu ( Türk Savunma Sanayi Şirketlerinin de mal ve hizmet desteğiyle), başkent Hartum'u yeniden kontrol altına almıştır. Ancak, paramiliter HDK lideri Hemedti, savaşın henüz bitmediğini ve güçlerinin Hartum'a geri döneceğini belirtmiştir. Bu durum, çatışmaların tamamen sona ermediğini ve ülkenin barış ve istikrara ulaşması için daha fazla çaba gerektiğini göstermektedir.​ Sudan'da kalıcı barışın sağlanması ve savaşın yaralarının sarılması için şu adımların atılması önemlidir:

  • Hiçbir terör örgütü, halkın desteği olmadan yaşayamaz.
  • Zafer sarhoşluğuna kapılmadan, HDK unsurlarının kesin bir sonuçla yenilmesi şarttır.
  • Tüm taraflarca yürütülecek müzakereler, kalıcı bir barış anlaşmasının temelini oluşturabilir.
  • Afrika Birliği gibi kuruluşların desteği, barış sürecinin başarısı için kritik öneme sahiptir.
  • Savaş nedeniyle yerinden edilen milyonlarca insanın ihtiyaçlarının karşılanması ve altyapının yeniden inşası için geniş çaplı insani yardım ve kalkınma projeleri gereklidir.
  • Savaş sırasında işlenen suçların adil bir şekilde ele alınması ve toplumsal uzlaşmanın sağlanması, uzun vadeli barış için elzemdir.
  • Savaşın ekonomiye verdiği zararların telafi edilmesi ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma için reformların yapılması hem yerel hem de uluslararası yatırımın teşvik edilmesiyle mümkün olabilir.

Sudan'da kalıcı bir barışın tesisi, sabır ve kararlılık gerektiren bir süreçtir. Tüm paydaşların iş birliği ve uluslararası toplumun desteğiyle (bilhassa gerçek Dost ve kardeş ülke Türkiye’nin terör örgütleriyle savaş tecrübesinden de yararlanarak) ülkenin barış ve istikrara kavuşturulması hedeflenmelidir.

Ali COŞAR- Askeri Stratejist

İstanbul – 04.04.2025

Okunma 26 defa Son Düzenlenme Pazartesi, 07 Nisan 2025 10:41
Yorum eklemek için giriş yapın