Uşak Medresesinde tahsil görmüş, din görevlisi olarak görev yapmış, İstiklal Harbine katılmış, İstiklal madalyası ile taltif edilmiş Ali Osman Tanrıverdi’nin tek oğlu olarak 08 Kasım 1944 tarihinde Konya'nın Akşehir ilçesine bağlı Doğrugöz (Eski adı Eğrigöz) Köyünde doğdu.
İlkokul, ortaokul ve liseyi Akşehir'de bitirdi. Orta tahsilinden sonra 1962-1963 öğrenim yılında bir yıl ilkokul vekil öğretmenliği yaptı. 1963-1964 öğrenim yılında bir yıl İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji Bölümünde öğrenim gördü. Öğrenim hayatı boyunca ortaokul çağlarından başlayarak kendi çiftliklerinin ekim, hasat, pazarlama işleri yanı sıra bir simit fırınında da kalfalık yaparak üretim ve ticaret faaliyetlerinde bulundu. Üniversite tahsili sırasında ise önce bir Gümrük Komisyoncusunda çalıştı, akabinde 1963 – 1964 yılında Üniversite tahsili sırasında Devlet Demiryolları Birinci İşletmesi Haydarpaşa 16. Tesisler Servisi Müfettişliğinde Müfettiş Vekilliği yaptı.
1964 yılında Kara Harp Okuluna girdi. 30 Ağustos 1966 yılında; Topçu Subayı olarak pekiyi derece ile Kara Harp Okulunu bitirdi. 1967 yılında Topçu ve Füze Okulu Subay Temel Kursunu ikincilikle bitirdi. Mart 1967 tarihinde Teğmenliğe naspedildi. Aynı yıl Füsun Hanım ile evlendi.
Sırasıyla;
görevlerinde bulundu.
1976 – 1978 yıllarında Kara Harp Akademisinde öğrenim görerek 1978 yılında Kurmay Subay statüsünü kazandı.
1980 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisini bitirdi.
Kurmay Sb. olarak;
30 Ağustos 1992 tarihinde Tuğgeneralliğe yükseltildi ve General olarak;
Emekliye ayrıldıktan sonra;
Yeni ASDER Yönetimi, kendisine ASDER Onursal Başkanlığı unvanını münasip görmüştür.
ASDER Onursal Başkanı olarak,
kurmuştur.
15 Ağustos 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı ve 08 Ekim 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliğine getirilmiştir.
Bu görevlerinden 09 Ocak 2020 tarihinde istifa ederek ayrılmıştır.
Halen;
görevlerini aktif olarak yürütmektedir.
Evli ve iki çocuk, 5 torun ve ziyadesi 6 toruncuğa sahip olup Fransızca bilir.
من هو العميد المتقاعد عدنان تانريفردي؟
ولد في قرية Doğrugöz (Eğrigöz سابقًا) في قضاء أكشهير في قونية في 8 نوفمبر 1944، وهو الابن الوحيد لعلي عثمان تانريفردي، الذي تلقى تعليمه في مدرسة أوشاك، وعمل موظفاً دينيًا، وشارك في حرب الاستقلال وحصل على وسام الاستقلال.
أتم دراسته الابتدائية والإعدادية والثانوية في أكشهير. بعد تعليمه الثانوي، شغل منصب مدرس بديل في المدرسة الابتدائية لمدة عام واحد في العام الدراسي 1962-1963. ودرس في جامعة إسطنبول، كلية العلوم، قسم علم الحيوان لمدة عام واحد في العام الدراسي 1963-1964. خلال حياته التعليمية، عمل كعامل في مخبز للخبز، بالإضافة إلى أعمال الزراعة والحصاد والتسويق في مزارعه الخاصة، وانخرط في أنشطة الإنتاج والتجارة بدءًا من سن المدرسة الثانوية. أثناء تعليمه الجامعي، عمل أولاً في كوسيط جمركي، ثم في عام 1963 - 1964، عمل كمفتش بالإنابة في الإدارة الحكومية الأولى للسكك الحديدية حيدر باشا رقم 16 خدمة تفتيش المرافق.
دخل الأكاديمية العسكرية البرية في عام 1964. تخرج من الأكاديمية العسكرية البرية برتبة ضابط مدفعية بدرجة عالية في 30 أغسطس 1966. أنهى الدورة الأساسية لضباط مدرسة المدفعية والصواريخ بالمركز الثاني في عام 1967. عيّن ملازماً في مارس/ آذار 1967. في نفس العام تزوج من السيدة فسون.
على التوالي شغل مناصب في؛
درس في الأكاديمية العسكرية البرية في 1976– 1978 وحصل على منصب ضابط أركان في عام 1978.
تخرج من أكاديمية القوات المسلحة عام 1980.
شغل كضابط أركان:
تمت ترقيته إلى عميد في 30 أغسطس/ آب 1992، وشغل كجنرال مناصب؛
شغل بعد التقاعد مناصب؛
اعتبرت إدارة أسدر الجديدة أنه من المناسب منحه لقب الرئيس الفخري لأسدر.
وكرئيس فخري لأسدر
أنشأ
تم تعيينه في منصب كبير مستشاري رئيس الجمهورية في 15 أغسطس/ آب 2016 وعضواً في اللجنة الرئاسية للأمن والسياسة الخارجية في 8 أكتوبر/ تشرين الأول 2018.
استقال من هذه المناصب في 09 يناير / كانون الثاني 2020.
حالياً:
ينفذ بنشاط مهامه في.
متزوج وله ولدان وخمسة أحفاد وأكثر من ستة من أولاد الأحفاد ويتحدث الفرنسية.
He was born in the village of Doğrugöz (Formerly Eğrigöz) in the Akşehir district of Konya on November 8, 1944, as the only son of Ali Osman Tanrıverdi, who was educated in the Uşak Madrasa, served as a religious officer, participated in the War of Independence and was awarded the War of Independence Medal.
He finished primary, secondary and high school in Akşehir. After his secondary education, he worked as a primary school substitute teacher for one year in the 1962-1963 academic year. He studied at Istanbul University, Faculty of Science, Department of Zoology for a year in the 1963-1964 academic year. Throughout his education life, he worked in production and trade activities by working as a journeyman in a bakery as well as planting, harvest, marketing works of his own farms starting from secondary school age. During his university education, he first worked at a Customs Broker, and then in 1963-1964, he served as Deputy Inspector at the Haydarpaşa 16th Facilities Service Inspectorate of the State Railways Administration.
He started studying the Military Academy in 1964. On August 30, 1966; he graduated from the Military Academy with an excellent degree as an Artillery Officer. In 1967, he finished the Artillery and Missile School Officer Basic Training in second. He was assigned as Second Lieutenant in March 1967. In the same year he married Mrs. Füsun.
Respectively he served in;
He studied at the Military Academy between 1976– 1978 and gained the status of Staff Officer in 1978.
He graduated from the Armed Forces Academy in 1980.
As Staff Officer, he served as;
He was promoted to Brigadier General on 30 August 1992 and as a General after serving as;
After his retirement;
The new ASDER Administrative staff deemed it appropriate that giving him the title of ASDER Honorary President.
As ASDER Honorary President, he established,
He was appointed as the Chief Advisor to the President on August 15, 2016 and as a Member of the Presidential Security and Foreign Policy Committee on October 08, 2018.
He resigned from these positions on January 09, 2020.
He still actively carries out his duties as;
He is married and has two children, five grandchildren and six great-grandchildren. He can speak French
(SLÂYT-1) SELAMLAMA:
Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdü lillahi Rabbil Âlemin. Vel akıbetü-lil müttakin. Velâ udvane illâ alez zalimîn. Vesselatü vesselamü alâ Resulünâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ecmain.
Afganistan (1), ABD (1), Bosna Hersek (1), Burkino Faso(1), Cezayir(1), Çad(1), Fas(1), Filistin(1), Hindistan(1), Keşmir(1), Liberya (1), Malavi (1), Malezya (2), Mısır (3), Nijer(1), Özbekistan (1), Pakistan (4), Singapur (2), Suriye (1) Türkiye (13)’den, bildiri sunmak üzere ve İslâm Coğrafyasının her köşesinden dinleyici olarak katılan misafirlerimiz, İDSB, ASDER ve ASSAM Başkan ve mensubu değerli dostlarım, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlarım.
YENİ ANAYASAMIZ HAYIRLI OLSUN
1. GİRİŞ
TBMM tarihi bir görev üslenmiştir. Daha doğrusu son genel seçimlerde Milletimiz bu görevi TBMM 'ne vermiştir. Meclis de Milletimizin her kesiminin katılımına imkân veren bir çalışma başlatmıştır. Yeni Anayasanın hazırlanmasında, tercih edilen bu yöntemi, herkesin eteğindeki taşı dökmesine imkân veren, önemli bir özellik olarak algılıyoruz. Çünkü yaşanan hukuksuzluklardan bizzat zarar görenlerin söyleyecekleri önemli şeyler vardır.
Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) de son darbe döneminin mağdurları ve siyasi irade üzerinde kurulmuş olan vesayetin mimarı olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin çeşitli kademelerinde görev yapmış eski mensupları olarak, hem Silahlı Kuvvetlerin görev ve yetkileri, hem de sistemin geneli hakkında söyleyecekleri önemli tespitleri bulunmaktadır.
(SLÂYT-1) SELAMLAMA:
Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdü lillahi Rabbil Âlemin. Vel akıbetü-lil müttakin. Velâ udvane illâ alez zalimîn. Vesselatü vesselamü alâ Resulünâ Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ecmain.
Afganistan (5), ABD, Bangladeş, Bosna Hersek (2), Burkino Faso, Çad, Doğu Türkistan, Fas, Keşmir, KKTC, Libya, Malezya (3), Mısır (2), Nijer, Pakistan (5), Singapur, Tayland, Türkiye (11), Ürdün’den bildiri sunmak üzere ve İslâm Coğrafyasının her köşesinden dinleyici olarak katılan misafirlerimiz, Dumlupınar Üniversitesi Rektörümüz İDSB, ASDER ve ASSAM Başkan ve mensubu değerli dostlarım, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlarım.
SELAMLAMA: (Slayt-1 )(Slaytların bulunduğu açış konuşması sunumuna ulaşmak için tıklayınız.)
Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdülillahi Rabbil Âlemin vel akıbet-ül müttekiym. Vesselatü vesselamü alâ seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve âlihi ve sahbihi ecmain.
ABD, Bangladeş, Bosna Hersek, Burkina Faso, Filistin, Çad, Irak, Katar, KKTC, Libya, Malezya, Mısır , Nijer, Pakistan, Türkiye (15) ve İslâm Coğrafyasının her köşesinden, dinleyici olarak katılan misafirlerimiz, Sivil Toplum Kuruluşlarımızın başkan ve temsilcileri, ASSAM, Üsküdar Üniversitesi, Dumlupınar Üniversitesi, İDSB ve ASDER, mensubu değerli kardeşlerim, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlarım
Gazze'ye insanî yardım taşıyan Mavi Marmara Gemisine, Doğu Akdeniz'in Uluslararası sularında, İsrail Deniz gücü tarafında yapılan silahlı baskının (31 Mayıs 2010) üzerinden 15 ay geçti. Bu baskında 9 Türk Vatandaşı hayatını kaybetmişti.
Yeryüzünün ikinci olarak inşa edilen, Müslümanların ilk kıblesi ve fazilette üçüncü mukaddes mescidinin, Peygamber Efendimiz (SAV) in Miracının başlangıç noktasının, Peygamberlere imam olup namaz kıldırdığı Mescidi Aksa'nın bulunduğu, Semavî dinlerin kutsal mekanlarını barındıran, on binlerce Peygamberin metfun olduğu, son dört asrı Osmanlı İdaresinde olmak üzere 12 asır Müslümanların hakimiyetinde kalan Kudüs-ü Şerif'i ziyaret etmek bize de nasip oldu.
İzzettin Kassam Tugayları ikinci Komutanı Şehit Ahmet El Cabbari'ye ve Gazze Şehitlerine Allah'tan rahmet Filistin Halkına, Gazze Gazilerine ve İslam Alemine de başsağlığı diliyorum.
Türkiye önemli problemlerini, uygulamaya koyduğu doğru politikalar ile teker teker çözme sürecine girmiştir.
Ülkemizin geleceğini karartan üç ana iç sorun;
Siyaset üzerindeki asker vesayeti,
İslami inancını yaşamak isteyen insanları tehdit olarak değerlendiren Devlet zihniyeti ve
Bölücü terör,
siyasi istikrarın sağlandığı son on yıl içinde, cesur ve doğru siyasi tercihlerle çözüm yoluna girmiştir.
27 Nisan 2007 Genelkurmay Elektronik Bildirisine karşı tarafımdan hazırlanarak, gecenin sabahında, zamanın Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları ve TBMM'deki bütün milletvekilleri ile basına deklare edilen "GENELKURMAY BİLDİRİSİ MUHALEFETLE KOORDİNELİ YAPILAN DEMOKRASİ DIŞI BİR GİRİŞİMDİR" başlıklı bildiri ile takip eden birinci ve beşinci yıllarındaki hatırlatma yazılarımız, 17 Nisan 2007 Muhtırasının 12. yılı vesilesi ile eklerde paylaşıyorum.
01-02 Kasım 2018 tarihinde "İslâm Ekonomisi ve Ortak Ekonomik Sistemler" konulu İkinci Uluslararası ASSAM İslam Birliği Kongresini WOW Kongre Merkezinde gerçekleştirdik
“Gerçek Hayat Dergisinden Sayın Sevda Dursun ile yapılmış söyleşimiz”
(21 Aralık 2016)
15 Temmuz FETÖ ’nün darbe girişiminden önce de terör saldırıları vardı sonrasında da devam etti. CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN TERÖR İÇİN TOPYEKÛN SEFERBERLİK DERKEN NE KASTETMİŞ OLABİLİR? SEFERBERLİK SAVAŞ DURUMUNDA İLAN EDİLMEZ Mİ?
Son iki yıllık dönemi incelediğimizde, Türkiye sistemli bir şekilde terör eylemleriyle karşı karşıya bulunmaktadır. Bunu, küresel güçlerin, Ortadoğu’daki isteklerinin Türkiye tarafından kabul edilmemesi sonucu asimetrik güçler kullanılarak, yani terör örgütleri vasıtasıyla Türkiye üzerindeki eylemleri olarak yorumlayabiliriz. Cumhurbaşkanımızın 32. muhtarlar toplantısındaki seferberlik açıklaması, 14 Aralık 2016 tarihinde olmuştu. 10 Aralık 2016 tarihinde Beşiktaş saldırısında 38’i polis olmak üzere 44 vatandaşımız şehit olmuş, birçok vatandaşımız da yaralanmıştı. Bunun acısı henüz geçmeden, Cumhurbaşkanımız, “vatandaşlarıma sesleniyorum, anayasanın 104. Maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı olarak PKK’sıyla, DEAŞ’ıyla, FETÖ’süyle ve adı, söylemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ediyorum. Her kim bu örgütlerin çalışmalarıyla, elemanlarıyla ilgili bir şey görürse, duyarsa, malumat sahibi olursa güvenlik güçlerimize bilgi vermeli” dedi.
Bu çağrıyı normal bir seferberlik ilanı olarak değil de Ülkemizi hedef alan siyasi, sosyal, ekonomik, askeri ve bütün alanlardaki terör olayları, iç ve dış saldırılara karşı Cumhurbaşkanı ve Devletin yönetimi mihverinde birleşerek milli birlik ve beraberliğe çağrı olarak düşünmek lazımdır.
Bu gün Emperyalist Küresel Güçler, Müslüman Devletlerin bünyesindeki etnik ve mezhepsel farklılıkları, kendi içlerindeki hainleri de kullanarak, tahrik ve örgütleyerek, eğitip, donatıp silahlandırıp birbirleri ile çarpıştırarak İslâm Dünyasına kirli ve sinsi "ASİMETRİK ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞINI" yaşatmaktadırlar.
Vietnam, Afganistan ve Irak işgalinden sonra fiili güç kullanarak işgal yeteneğini kaybetmiş olsa da Tek Kutuplu Dünya'da Küresel Güçlerin başını çeken ABD, dünya hâkimiyet savaşını kontrolündeki örgütler vasıtasıyla sürdürmekte ve Ortadoğu'da gerçek oyun kurucu konumunu muhafaza etmektedir.
Birleşmiş Milletler Teşkilâtına üye 193 Devlet’in 60’ını (Üye Sayısının %31’i) halkı Müslüman Ülkeler teşkil etmektedir.
7,145 milyarlık Dünya Nüfusunun 1,6 Milyar’ını (Dünya Nüfusunun %22,5’u) Müslüman Devletlerin insanları, 150 milyon Km2 olan dünya karalarının 19 milyon Km2’sini (Dünya Karalarının %12,8’i) de 60 İslâm Ülkesinin toprakları teşkil etmektedir.
SEMRA ORKAN - Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Tanrıverdi, 28 Şubat sürecinde kışlalarda namaz kılmanın yasaklandığını ve oruç tutulmasına engel olmak için iftar ile sahur yemeği verilmediğini belirterek, "Bu baskılar bin 600 subay ve astsubayın ordudan çıkarılmasıyla sonuçlandı" dedi.
AA muhabirine 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını aktaran emekli tuğgeneral Tanrıverdi, 28 Şubat 1997'de yaşanan olayın hükümete verilmiş bir muhtıra olduğunu ifade ederek, bunun, inançlı insanların devlet bünyesindeki varlığını ekarte etmek için yapıldığını söyledi.
ASSAM-ASDER ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
HAİN SALDIRIYI LANETLİYORUZ
17 Şubat 2016 Çarşamba günü saat 18:31'de Türk Silahlı Kuvvetleri personelini taşıyan servis araçlarına, İnönü Bulvarı üzerinde bulunan kavşaktaki trafik ışıklarında bekledikleri esnada PYD mensubu bir terörist tarafından patlayıcı yüklü araçla düzenlenen saldırıda 28 kişi şehit olmuş ve 61 kişi yaralanmıştır.
Bu gün saat 09:40 sıralarında da Diyarbakır-Bingöl kara yolunun Lice Mermer bucağı mevkisinde askeri bir konvoyun geçişi sırasında, kara yolunda meydana gelen patlama sonucunda 6 askerimiz şehit olmuş, bir askerimiz yaralanmıştır.
Şehit olan subay, astsubay, erbaş ve erlerimiz ile sivil kardeşlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve Silahlı Kuvvetlerimize baş sağlığı ve sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Ülkemizde olduğu gibi mensuplarımız üzerinde de derin teessüre sebep olan sinsi ve hain saldırıları lanetliyor sebep olanların cezalandırılmasını bekliyoruz.
Canı pahasına görevini yapmaya kendini adamış ve bu yolda Şehit olmuş veya yaralanmış askerlerimiz, bu durumları ile sanki bize merhum şairimiz Mithat Cemal Kutay'ın aşağıdaki dizeleri ile sesleniyorlar:
.."Gökler çıkabildin, uçabildinse derindir,
Tarihi kendin yazabildinse, eserindir.
Bahsetme bu gün sade dünün mucizesinden,
İnsan utanır sonra yarın kendi sesinden,
Asrın yaşamak hakkını vermez sana kimse,
Sen asrın üstünde izin varsa benimse;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır;
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır![i] "
Uluslarası güçlerin kontrolünde yapılan benzeri hain ve sinsi saldırıların, Ülkemizin güvenliği, birliği, refahı ve bekasının temini için kararlılığımızdan vazgeçiremeyeceğini, maddi ve manevi bedel ödemekten geri bırakmayacağını bütün dünyaya ilan etmek istiyoruz.
"Askeri Servis Araçları Saldırısı" YPG ve PYD 'nin; ideoloji, teşkilat ve hedefleri bakımından, aynı kefede bulunduğu PKK gibi, eylem ve terör uygulaması bakımından da, Suriye'de üslenmiş dış destekli bir terör örgütü olduğu hususundaki inancımızı dünyaya yeniden ilan etmemizi zorunlu kılmıştır.
PYD mensubu bir katil tarafından yapılan eylemin arkasında bu örgütü terörist saymayan ABD, Rusya, İran ve Beşer Esed'in bulunduğunu, Suriye ve Irak'taki kanlı emellerinin kabul edilmesine, Ülkemizi zorlama amacına dönük olduğunu biliyoruz.
Suriye'nin mazlum halkı, ülkemizin huzur ve bütünlüğü için kararlılığımızı göstermemizi, dış destekli bir dış tehdit olarak gördüğümüz YPG ve PYD varlığına karşı uluslararası hukukun tanıdığı meşru müdafaa hakkımızı etkili bir şekilde kullanmamızı bekliyor, Başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Genelkurmay Başkanımız olmak üzere Devletimizin Yönetiminin cesur uygulamalarını ve ortak meselelerde İslâm Dünyası ile müşterek girişimlerini destekliyoruz. 18 Şubat 2016
Adnan Tanrıverdi
ASSAM Ynt. Krl. ve
ASDER Onursal Bşk.
[i] Mithat Cemal Kutay, On Beş Yılı Karşılarken