2- PARALEL VERGİ : Halktan vergi adı altında haraç almaktadır.Bölgede yatırım yapan mütahitlerden zorla haraç almakta, para vermeyenleri cezalandırmaktadır.Ayrıca esnaftan da güvenlik vergisi adı altında haraç almaktadır.Esnafın can ve mal güvenliğini sağlamanın bedeli olarak alınan bu haraç bölgede huzursuzluk yaratmaktadır..
3- PARALEL KOLLUK : Üzerinde YDG-H yazısı yazılı siyah elbise giyen gençlerin kent merkezlerinde kolluk görevi yürüttükleri tespitlerimiz arasındadır.Özellikle kenar semtlerde kimlik kontrolü ve üst araması yapan bu insanlar uyuşturucu denetim çalışmaları yaptığını da ileri sürmektedir.
4- HALK MECLİSLER : DBP- HDP tabanının ağırlıkta olduğu mahalle ve köylerde, köy komünü, mahalle komünü adı altında halk meclisleri oluşturulmakta , halkın yönetime katılımını sağladıklarının propagandasını yapmaktadırlar.
5- ÖRGÜTE ELEMAN KAZANDIRMA ÇALIŞMALARI: Son zamanlarda halkın şikayetçi olduğu diğer bir konu da örgütün örgüte eleman kazandırma çalışmasıdır. İster gönüllü gitsin ister zorla götürülsün kimse evladının örgüte katılmasını istemiyor. Ancak bunu engelleyecek güçleri yok.
Bu tür uygulamalar örgütün sempatizanı olan kesimlerin hoşuna gitmekle beraber,geniş anlamda bölge halkını huzursuz etmektedir.Halk arasında şöyle sözler sıkça duyulmaya başlandı ‘’ yıllarca devletin baskısından, vergisinden zaten çok çektik, devletin baskısı bitti derken başımızda bu kez örgütün baskısını görmek istemiyoruz.’’
Özellikle 6-8 ekim tarihlerinde bölgede yaşanan şiddet manzaraları halkı ciddi şekilde huzursuz etmiştir. Sürekli demokratik bir düzen kurma propagandasını yapan örgütün uyguladığı şiddet halkın gözünü korkutmuş durumdadır. Yine halk arasında şu yorumlar yapılmaya başlanmıştır. ’’ bunlar daha devlet olmadan zulmetmeye başladı, devlet kursalar kim bilir neler yaparlar.’’
Bu durum ; Demokratik Özerklik vaadinde buluna örgüte karşı kuşkuları artırmıştır.Özellikle dindar, muhafazakar kesimler ciddi şekilde rahatsızlık yaşamaktadır.
ÖRGÜTÜN BİR BASKI SİSTEMİ KURMA ÇALIŞMALARINA KARŞI HALK NEDEN TEPKİ GÖSTERMİYOR
Bunun iki önemli nedeni olduğunu düşünüyorum.
1- Bölgede güçlü bir sivil toplum anlayışının henüz yeterince oluşmamış olması. Örgütün her alanda örgütlenmiş olmasına karşın sivil toplum dağınık ve güçsüz durumdadır. Örgütün baskısına karşı homurdanan insanlar, bir araya gelip şiddet ve baskıya karşı seslerini yükseltememektedir. Bölgede sivil ruhun güçlenmesi için çalışma yürütmek lazım. Bölgenin kendi iç dinamiklerini harekete geçirmek lazım. Dışarıdan müdahale veya tek başına güvenlikçi tedbirler sonuş alıcı olamamaktadır.
2- Bölge halkının devlete henüz yeterince güven duymaması da önemli bir faktör olarak karşımızda durmaktadır. Geçmiş yıllarda Devletten ciddi baskı görmüş olan bölge halkı şimdilik temkinli bir bekleyiş içerisinde görülmektedir. Açıkçası kim halka daha yakın davranırsa, güven verirse, elinden tutarsa, halkı o kazanır.
Doğrusunu söylemek gerekirse Kürt sorunu gibi bir çok boyutu olan karmaşık bir meseleyi çözmek için stratejik akıl ve sabır gerekmektedir. Bu sorun yıllar içerisinde farklı boyutlar kazanmış, şimdi de uluslar arası bir nitelik kazanmaya doğru yol almaktadır. Eğer zamanında tedbirler alınmaz ve bölge halkı kazanılmaz ise, bu mesele uluslar arası bir mesele haline getirilecektir. Son zamanlarda batı basınında ard arda yayınlanan haber ve makaleler, bu tehlikeye işaret etmektedir.
Kürtlerin önemli bir kısmı biliyor ki, kendisi ile ilgilenen bu uluslar arası çevrelerin esas gayesi kendi çıkarlarıdır. Ancak bu durumu daha etkin şekilde anlatmamız gerekiyor. Bu sayede halkı kazanmamız lazım
HALKI KAZANMAK İÇİN YAPILMASI GEREKEN ŞEYLER
- Demokratik reformların sürdürülmesi. Direk halkı muhatap alarak kültür ve kimlik alanlarında adımların atılması
- Ciddi bir ekonomik ve sosyal reformun hayata geçirilmesi. Zira otuz yıllık iç çatışmaların yorgunu olan bölgede sosyal ve ekonomik sorunlar bölge halkının belini bükmüş durumda. Aşiret ve aile bağlarının çözülmesi ile yalnızlaşan bireyler çoğu zaman hayat mücadelesine yenik düşmekte bu durum sosyo psikolojiyi olumsuz etkilemektedir. Kabul etmek gerekir ki bölge illerinde işsizlik Türkiye ortalamasını çok üzerinde.Ahlaki değerler aşınmakta, uyuşturucu kullanımı , bahis kumar oyunları yaygınlık kazanmaktadır.Aileler dağılmakta,sosyal çöküntü insanları ümitsizliğe sevketmektedir. Bu durum suç örgütlerine eleman kazanma imkanı sağlamaktadir. Geleceğe ümit ile bakan insanlar arasından örgüte yada suç çetelerine katılma oranı bir hayli düşüktür.
- Türkiye toplumunun refah düzeyi son yıllarda ciddi şekilde artmıştır. Ancak bölge insanı bu refah ve kalkınmadan yeterince yararlanamadığını düşünmektedir. Daha önce açıklanan teşvik paketlerinin bölge ekonomisine etkisi sınırlı oluştur.İşsizlik hala artarak devam etmektedir.Halk hükümetin yaptığı desteğin farkında.Ancak işsizlik sorunu çözülmedikçe sıkıntılar devam edeceğe benziyor.6-8 ekim olaylarının yaygınlık kazanmasında işsizliğin önemli oranda payı olduğunu düşünüyorum.
- Barış süreci bölge halkı için huzur, güven, kalkınma ve özgürleşme anlamlarını ifede etmektedir.O yüzden desteklemektedir.Ancak, sürecin ağır yürümesi sabırsızlığa sebep olmaktadir.İnsanlar bir an önce barış ve huzura kavuşmak istiyor.
- Bölge insanı hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamaları titizlikle takip etmektedir. O yüzden bögede yanlış algılara sebep olacak açıklamalardan kaçınmak gerek.
- Bölgede yapılan yatırımların hızlı bir şekilde tamamlanması, turizmin teşvik edilmesi, GAP projesi kapsamındaki sulama kanallarının bitirilmesi ciddi bir rahatlama getirecektir.
- İdari anlamda ciddi reformların yapılması ve devletin hantal yapısından kurtarılması gerekmektedir. Belediye meclislerinin yetkilerinin arttırılması ve bölgesel çaptaki kararların belediye meclislerine bırakılması gerekmektedir.
- Bölge illerine tecrübe sahibi bürokratların atanması
- Irak Kürdistan bölgesi, İran, Ermenistan, Gürcistan,Rusya ,ırak gibi komşularla ticaretin arttırılması sınır illeri için hayati önemdedir.kapıların artık ticarete ve dolaşıma açılması gerekmektedir.
- Son yıllarda PKK tarafından teşvik edilen dünyevileşme , sekülerleşmeye karşı dini ve ahlaki değerlerin öğretilmesi barış ve kardeşliğe katkı sağlayacaktır.Ahlaki çöküntüye karşı manevi değerlerin öğretilmesi gerekmektedir.
- Son zamanlarda bölgede cirit atmaya başlayan ve gazeteci kılığı altında faaliyet yürüten kimi şaibeli insanlara karşı dikkatli olunması gerekmektedir.
- Bölge siyasetçilerinin halk ile daha fazla ilgilenmeleri ve korkusuz bir şekilde barış sürecinin önemini anlatmaları gerekmektedir.
- Devletin geçmiş yıllarda yaptığı hatalardan ötürü özür dilemesi medeni bir tavırdır.Dersin, Ağrı, Şeyh Said hadiselerine ilişkin devlet arşivlerinin açılması, hem o yıllara ilişkin olarak hem de 90 lı yıllara ilişkin olarak gerçek bir yüzleşme ve helalleşme olması gerekmektedir.
- 90 lı yıllara ait Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması gerekmektedir.
UNUTMAMAK GEREKİR Kİ BÖLGE HALKI SEVGİYE ,DESTEĞE, İNSANCA YAŞAMAYA İHTİYAÇ DUYMAKTADIR.KİM ELİNDEN TUTARSA O KAZANIR