Fransa’daki Müslümanlar bu saldırıya öfkeyle karşılık verdi. Birçoğu, Fransız laikliği idealini koruma konusundaki konuşmayı aşırı sağa şirin görünme girişimi olarak gördü. Macron’un partisinin Aralık ayında resmen yasa tasarısı olarak sunulacak olan son önerisi, dini devletten resmen ayıran 1905 yasasını genişletiyor. Bu, diğer şeylerin yanı sıra, devletin Fransız camilerine gelen uluslararası fonları izlemesine, Müslüman okullarının Macron’un “aşırı dinci” dediği şey tarafından yönetilmesini önlemek için evde eğitimin sınırlandırılmasına ve Fransız imamlar için özel bir sertifika programı oluşturmasına olanak tanıyacak. Kısaca devlet onaylı olmayan Müslümanlık yasaklanacak.

Fransız Müslüman Demokratlar Birliği siyasi partisi, Müslümanlıkla terörizm ve radikalleşme arasında doğrudan bir bağlantı kurulduğu için bu yasayı gerçek bir hedef gösterme olarak nitelendirdi. Müslümanlar, bunun sonuçlarının ülke genelinde İslamofobide artış olabileceğinden korkuyorlar. Fransa İçişleri Bakanlığı 2019’da 154 İslamofobi vakası kaydetti ve bu, 2019’a göre yüzde 54 arttı. Farklı bir hesaplama yöntemi kullanan Fransa’daki İslamofobiye Karşı Kolektif (CCIF), aynı yıl yaklaşık 2.000 İslamofobi vakası kaydettiğini söyledi. Macron’un konuşmasına yanıt olarak, 100 önde gelen Fransız Müslüman, hükümeti Müslümanları, özellikle de kadınları ve işçi sınıfından Müslümanları damgalamayı bırakmaya çağıran açık bir mektup imzaladı. Geçen ay, Macron’un La Republique en Marche (LREM) partisinin bir üyesi, örtülü bir öğrencinin varlığı üzerine Meclis oturumunu terk etti. Fransız devlet dairelerinde başörtüsü ülkenin laik değerlerine aykırı olduğu iddiasıyla yasaklandı. Fransa Avrupa’da en yüksek oranda Müslümanın yaşadığı ülke olduğu gibi aynı zamanda yerli Hristiyan halkın da en fazla hidayete erip İslam’a geri döndüğü ülke.

mirathaber.com sitesinden alınmıştır.