Ancak biz İngilizce gibi bir dille Eurovision'a katılıyorsak, Kürtçe ile de katılabiliriz. Yıllar önce Ahmet Kaya Kürtçe kaset yapacağım, Kürtçe şarkı söyleyeceğim dediği zaman Serdar Ortaç'ın bıçak fırlatması, Ertuğrul Özkök'ün manşeti. Peki ne oldu. Düşüncesini sevelim veya sevmeyelim. Ahmet Kaya bu ülkenin bir değeri idi. Onu seven kitleler vardı. O'na böyle davranarak yurt dışına kaçırdık ve onu sevenleri sisteme düşman ettik. Bundan kim kazandı kim kaybetti. Bütün bunları bir kenara bırakarak bugüne bakalım. 20 Eylül 2013 tarihinde bir kanalda Gaziantep'te bir düğünde bir polis memurunun Kürtçe şarkı söylediğini izledim. Ülkemizde Kürtçe konuşma ve şarkı söyleme hususunda epey yol alındı. Neden daha erken davranıp insanlarımıza eziyet ettik, yurtlarından çıkmalarına neden olduk. Ne oldu da zihniyet değişikliği oldu.
Bu sitenin üyeleri yıllarca Güneydoğuda terörle mücadele etti. Terör örgütü dışındaki bölge vatandaşlarıyla halen devam eden dostlukları ve arkadaşlıkları oldu. Onlar Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da, İnönü'de, Irak'ta, Suriye'de bu ülke için savaştılar. Kan döktüler, can verdiler. Kökenleri hususunda tartışmalar olsa da onlar bizim coğrafyanın bir parçası ve biz parçalanamayız.
Bu sebeple öncelikle değerlerimize saygı duyarak yaşamamız, birbirimize saygı duymamız gerekmektedir. Demokratikleşmenin en önemli koşulu "uzlaşma ve birbirine saygıdır." Eurovision'a sadece Kürtçe bir parça ile değil Anadoluyu anlatan Türkçe-Kürtçe bir parça ile katılmamız daha iyi olur diye düşünüyorum.