Cuma, 28 Şubat 2025 10:21

28 Şubatın 28.Yılında 28 Sivil Toplum Kuruluşunun Basın Açıklaması

Yazan
Öğeyi Oyla
(0 oy)

 

Değerli Basın Mensupları,

28 Şubat 1997 darbesinin üzerinden 28 yıl geçti. 28 yıl sonra bizler yine Beyazıt Meydanı’nda, İstanbul Üniversitesi’nin önündeyiz. Bu meydan ve bu üniversite; o karanlık ve soğuk günleri iliklerine kadar yaşamış olan bizlerin hafızasında derin izler bırakan bir yerdir. Bu meydan ve bu üniversite; hem zulmün, hem de direnişin simgesi olmuş bir yerdir. Bu meydan ve bu üniversite; karanlık bir vesayet dönemine canlı şahitlik etmiş bir yerdir.

Bu sebeple 28 yıl sonra darbelere ve vesayetlere karşı sesimizi bir kez daha tekrar duyurmak için, yaşadıklarımızı unutmamak ve unutturmamak için, toplumsal hafızamızı canlı tutmak için, maalesef halen devam eden mağduriyetlerimizi kamuoyuyla paylaşmak için buradayız.

Ey Beyazıt Meydanı! Ey İstanbul Üniversitesi! Ve siz kıymetli hazirûn!

Şahit olun bugüne! Şahit olun bizlere!

Değerli Basın Mensupları,

28 Şubat darbesi diğer darbelerde olduğu gibi kökü dışarda olan uluslar üstü bir projenin Anadolu ayağı idi. 28 Şubat darbesi 1980 darbesinin devamı olarak 90’lı yılların başından itibaren yürütülen, Çetin EMEÇ, Turan DURSUN, Bahriye ÜÇOK suikastleri ile işaret fişeği atılan, Uğur MUMCU, Adnan KAHVECİ, Eşref BİTLİS ve Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL’ın suikasti veya şüpheli ölümleriyle yoğunlaşan, Madımak ve Başbağlar katliamlarıyla tırmandırılan, 28 Şubat 1997 MGK kararlarıyla ete kemiğe bürünen bir kaos planıydı. Bu kaos planıyla toplumu hırpalayıp darbeye mukavemet edemez hale getirmek amaçlanmıştı.

Peki 28 Şubat darbesinde neler yaşandı?

O dönemde en temel insan hakları, hukuk, ifade özgürlüğü rafa kaldırıldı. Bu zulümlerin en önemlilerinden birkaçını hep beraber hatırlayalım:

Toplumun dinini öğrenme ve inandığı gibi yaşama hakkını elinden almak için İmam Hatiplerin orta kısımları ve Kur’ân kursları o dönemde kapatıldı. Devamınca, İmam Hatip Liselerinin önünü kesmek için bütün meslek liselerine katsayı zulmü uygulanarak üniversite sınavlarında puanları kırıldı. Bu öyle büyük bir zulümdü ki Tıp Fakültesini kazanacak kadar soru cevaplayan bir genç, uğradığı katsayı zulmü ile ancak Ön Lisans programlarından birine yerleşebiliyordu.

O dönemde en temel insan haklarından olan eğitim hakkı engellendi. Bir tarafta “Haydi Kızlar Okula” kampanyası yürütülürken diğer taraftan başörtülü kızlar İmam Hatip Liselerinde ve üniversitelerde kapıdan içeri alınmadı, derslerden kovuldu.

Bu memlekete, vatanına milletine bağlı iyi insan yetiştirmekte olan binlerce öğretmen, hastalarına şifa dağıtmakla görevli binlerce sağlık çalışanı, vatandaşa kamu hizmeti sunan yüzlerce başörtülü kamu görevlisi mesleklerinden yine o dönemde ihraç edildi veya istifaya zorlandı.

Yine o dönemde, bu milleti korumak için canlarını hiç çekinmeden feda eden askerlerimiz üstün başarı belgesi verildikten kısa bir süre sonra eşleri başörtülü olduğu için, namaz kıldıkları için ordudan ihraç edildi veya istifaya zorlandı.

Üniversitelerde psikolojik harp tekniklerinin uygulandığı, adına “İkna Odaları” dedikleri psikolojik işkence odalarında çocuk denecek yaştaki başörtülü genç kızlara psikolojik işkence yapılması da o dönemin klasikleri arasındaydı.

O dönem, uydurma sebeplerle tutuklanan dindar gençlerin hapislerde ömür çürüttüğü bir dönemdi. 16 yaşındayken hapse atılan, idamla yargılanan, 25 yaşında suçsuz olduğu anlaşılınca hapisten çıkan, 36 yaşındayken FETÖ’cü hainler tarafından 15 Temmuz’da şehit edilen Halil KANTARCI bunlardan biriydi. Ruhu şâd olsun.

Değerli Basın Mensupları,

Diğer darbelerde olduğu gibi 28 Şubat darbesinde de yalnız mütedeyyin insanlarımız, başörtülü kadınlarımız değil bütün Türkiye zarar görmüştür. Bir ülkenin en büyük hazinesi yetişmiş insan kaynağıdır. 28 Şubat darbesi ile Türkiye’nin eğitimli beyin takımı heba edilmiştir. Katsayı zulmü ile meslek liselerinin önünün kapatılması sebebiyle bugün dahi sanayide nitelikli iş gücü sıkıntısı yaşanmaktadır.

Kesintisiz eğitim dayatması ile yetenekli gençlerin meslek ve iş sahibi olmaları engellenmiştir. Buna mukabil çekirdekten usta yetiştirme imkânı bulamayan muhtelif iş kollarında yaşanan kriz halen çözülememiştir. Bugün gelinen noktada üniversite tahsili olmayan, çalışmayan ve kolunda altın bileziği olmayan milyonlarca “ev genci” ortaya çıkmıştır. İşte bu gençler, o darbecilerin eseridir.

Bağımsız olmasını beklediğimiz hukuk ve özgür olmasını beklediğimiz basın, darbeci generallerin brifingleri ile hareket etmeye zorlanmış, telafisi imkânsız zararlar ortaya çıkmıştır.

28 Şubat Darbesinin Türkiye’ye maliyeti 385 milyar Dolar’dır. Bu para halkın cebinden darbeciler eliyle çalınmıştır. 385 milyar Dolar nasıl bir paradır biliyor musunuz? 385 milyar Dolar 6 Şubat Depreminde yerle bir olan 11 şehrimizi 4 defa sıfırdan kuracak büyüklükte bir paradır. 385 milyar Dolar 20 adet kanal İstanbul projesi demektir. 385 milyar Dolar, ülkemizin geleceği demektir. İşte o darbeciler bu geleceğimizi çaldılar.

Değerli Basın Mensupları,

28 Şubat darbesine ve darbecilere karşı direnen, milletin önünde darbecilere karşı kendilerini siper etmiş, “28 Şubat’ın Gazileri” diyebileceğimiz kahramanlar, darbecilerce gasbedilen haklarına ne yazık ki tam olarak kavuşamamıştır. Maalesef haklarına kavuşamadan ahirete yolcu ettiğimiz birçok arkadaşlarımız vardır. Bu arkadaşlarımızdan, 28 Şubat darbesinin fiziki ve psikolojik baskılarına maruz kalmış 4 kardeşimiz 2024 yılında kanser sebebiyle ahirete göç etti. Bu kardeşlerimizin hakları mahkeme-i kübraya kaldı. Bu yıl da 15 Şubat’ta yine kanser sebebiyle 28 Şubat kahramanı Melek ÖZKAN kardeşimizi kaybettik. Cümlesine Allah rahmet eylesin.

28 Şubat darbesinde dindarlıkları nedeniyle çeşitli zulümlere maruz bırakılan, işten atılan, okuldan uzaklaştırılan kadın ve erkek vatandaşlar bugün hâlâ kayıp haklarının peşinde savunuculuk çalışmalarına devam etmekte ve şunu talep etmektedirler:

Devletimizin olağanüstü dönemlerdeki hak kayıplarının iadesi için kurmuş olduğu ve bugüne kadar 3 defa hayata geçirdiği bir mekanizma olan “Yetkili Komisyonun” 28 Şubat Mağdurları için de kurulmasını talep etmektedirler. Komisyonun kurulup mağduriyetler tespit edilerek hak sahiplerine haklarının iade edilmesiyle bütün Türkiye kazanacaktır. Şöyle ki;

  1. 28 Şubat darbesiyle bozulan devlet vatandaş ilişkisi onarılarak kazançların en büyüğü sağlanmış olacaktır.
  2. TİHEK raporunda ifade edildiği gibi suçluların cezalandırılmadığı, mağdurların haklarının iade edilmediği her darbe bir sonraki darbeye zemin hazırlamaktadır. Yetkili Komisyon’un kurulup hak sahiplerine haklarının iade edilmesi darbe heveslilerinin önünde set olacak, darbelere karşı toplumsal bilinç güçlenecektir.
  3. Siyasetin ve siyasetçinin sırtındaki sorunlu alanlardan biri olan darbe mağdurlarının haklı talebinin yükü kalkacaktır. Devlet manevi bir yükten kurtulacaktır.
  4. 28 Şubat mağdurlarının sırtındaki 28 yıllık psikolojik, sosyolojik yük kalkacak, topluma daha faydalı olacaklardır.

Türkiye’nin darbeler geçmişini düşündüğümüzde ülkemizde darbe tehlikesi tamamen geçmiş değildir. Nitekim devlete kılıç çeken teğmenler hadisesi henüz soğumadan TÜSİAD’ın hükümeti, dolayısıyla milletin iradesini hedef alan talihsiz ve hadsiz açıklaması bize 28 Şubat’ın soğuk günlerini yeniden hatırlattı. Darbe heveslileri şunu iyi bilsinler ki, bu aziz millet 28 Şubat darbecilerine karşı nasıl direndiyse, 15 Temmuz darbecilerini nasıl püskürttüyse, herhangi bir darbe tehlikesine karşı yine aynı refleksi göstermekten çekinmeyecektir.

Değerli Basın Mensupları,

Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Meclisimize Seslenmek İstiyoruz:

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ,

Siyasi hayatınız boyunca mazlum ve mağdurların yanında durduğunuzu, halkın dertleriyle dertlendiğinizi biliyoruz. Darbe ve vesayet karşısındaki kararlı dik duruşunuza siyasi hayatınızın her aşamasında şahit olduk. Sizin bu kararlı ve dik duruşunuz vesayet odaklarının baskı ve yıldırma politikalarına karşı bizlerin özgüven kazanmasına vesile oldu, direnme gücümüzü arttırdı, bizlere örnek oldunuz.

Darbe ve vesayete karşı mücadelenizde sizden aldıkları özgüvenle bulundukları her konumda; kışlada, üniversitelerde, kamu ve özel sektörde vesayet odaklarına karşı tavizsiz dik duruşlarıyla daima sizin yanınızda yer almış, bu uğurda bedel ödemiş ve sivil direnişin mayası olmuş 28 Şubat mağdurları ve aileleri olarak 28 Şubat’ın yaralarını sarmak için bugüne kadar verdiğiniz mücadeleyi, attığınız adımları biliyor, şükranlarımızı sunuyoruz.

Ancak 28 Şubat darbesinin enkazı altında kalmış ve halen kurtarılmayı bekleyen binlerce mağdur yaralı yürek yaralarının sarılması umuduyla size seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Lütfen bu seslere kulak verin. Bu sesler, gasp edilen haklarına halen kavuşmayı bekleyen mazlumların sesleridir.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ,

Siz de bir 28 Şubat mağdurusunuz. Halimizi en iyi bilenlerdensiniz. Devletimizin başı olarak haklarımızın telafi edilmesi yolunda bizlere yeni kapılar açmanızı, bunun için elinizin altında bulunan mekanizmaları harekete geçirmenizi bekliyoruz. Burada bulunan tüm STK’lar bu konuda yapacağınız çağrıya koşarak geleceklerdir.

MECLİSİMİZİN SAYGIDEĞER ÜYELERİ,

Devletimiz bir hukuk devletidir. Madem öyledir, gasp edilen haklarımızın telafisi için kanun gücüyle bir Komisyon oluşturmak, bu Komisyonun marifetiyle tüm mağdurları tespit ederek hiçbir bürokratik engele takılmadan haklarını iade edecek düzenlemeler yapmak elzemdir, zaruridir. Meclisimizden bunu istiyoruz. Hak için istiyoruz, hukuk için istiyoruz.

Değerli Basın Mensupları,

  1. yılında 28 Şubat’ı bir kez daha esefle anmak, o karanlık dönemi anlamak, darbe ve vesayetin çirkin yüzü hakkında toplumsal farkındalığı arttırmak, yarınlarımızı karartan o lanetli dönemi unutmamak ve unutturmamak, halen devam eden mağduriyetlerimizi kamuoyuyla paylaşmak adına bizler için tarihi bir öneme sahip olan bu meydanda yaptığımız basın açıklamamızda yanımızda olan tüm Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerine, gönüllülerimize, katılımcılara ve basın mensuplarına şükranlarımızı sunuyoruz. Ayrıca demokratik hakkımızı kullanırken güvenliğimizi sağlayan emniyet mensuplarımıza çok teşekkür ediyoruz. Basın açıklamamızın; sesimizin yetkili makamlara duyurulmasına ve tüm mağduriyetlerin giderilmesine vesile olmasını Cenabı-ı Hak’tan niyaz ediyoruz. Allah’a emanet olun.

İSTANBUL, BEYAZIT MEYDANI, 28 ŞUBAT 2025

KATILIMCI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI:

28 Şubat Gönüllüleri Platformu, 28 Şubat Konseyi, 28 Şubat Hak Telâfi İnisiyatifi, 15 Temmuz Derneği, Adalet Platformu, ADAP Akdeniz Dayanışma Platformu, AİLEM Türkiye Aile Meclisi, AKDAV Aksa Eğitim ve Dayanışma Vakfı, AKDER Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği, Akit Medya Grubu, Akletmeye Davet Platformu, ASDER Adaleti Savunanlar Derneği, ASSAM Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırma Merkezi, ASTP Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, Birlik Vakfı Hanımlar Komisyonu, DKV Davet ve Kardeşlik Vakfı, Dünya Çocuk Hakları Derneği, Faizsiz Dünya Vakfı, Genç Osman Vakfı, Hukukçular Derneği, İBV İslam Birliği Vakfı, İDE İstanbul Düşünce Enstitüsü Vakfı, İDSB İslam Dünyası STK’ları Birliği, İHC İnanç Hürriyeti Cemiyeti, İMKANDER İnsanı Müdafa ve Kardeşlik Derneği, İMV İslam Medeniyeti Vakfı, İslam Birliği Platformu, İYC İlim Yayma Cemiyeti, İYİ İyilik İnsan Hakları Derneği, Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Derneği, MEMUR-SEN Memur Sendikaları Konfederasyonu, Peygamber Sevdalıları Derneği, Serdengeçtiler Hareketi, Şehid ve Tutuklu Aileleriyle Dayanışma Platformu, TGTV Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı, TİYEMDER Tüm İlahiyat Fakülteleri ve Yüksek İslam Enstitüleri Derneği, Türkiye Aile Birliği, Türkiye STK Birliği, YETİMCE Yetim Hakları Derneği.

ŞERİFE KAYA

28 Şubat Gönüllüleri Platformu Başkanı

Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği Adına

İLETİŞİM:

0 543 290 26 25 (Şerife KAYA)

X: @28subatgonullu

İnsta: @yirmisekizsubatgonullu

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 28/02/2025

                                                                                                     

Okunma 61 defa Son Düzenlenme Cuma, 28 Şubat 2025 10:44
Bu kategoriden diğerleri: « ASLA UNUTMADIK - TAKİPTEYİZ!
Yorum eklemek için giriş yapın