Cuma, 10 Ocak 2020 00:00

ASSAM’ın Hedefini Göremeyenler…

Öğeyi Oyla
(3 oy)

İslam coğrafyası, sistemli bir terör kuşatmasına alınmıştır. Özellikle son çeyrek asırda, ardı ardına çok taşeronlu terör cepheleri açıldı. Farklı mezhep ve ırklar, birbirinin boğazına sarılacak hale getirildi. Mefkuresi ve bütünlüğü parçalanan Müslümanların, dayanışma duygusu ve direniş potansiyelleri terörle törpüleniyor.

Bünyesi yıpratılmış İslam Coğrafyası, meşrulaştırılmış karşı terör operasyonlarıyla çökertilmek isteniyor. Terör katkılı bu dış tehdit, ortak tepkiyle etkisiz kılınmazsa, İslam ülkeleri teker teker pasifiz edilecek. Beş bölge ülkesinden on beş yeni ülke çıkarma projesi, ne yazık ki, acımasızca ve vahşice işletiliyor.

“Bu Mimsiz Medeniyet, insanı çok sefih ve ahlaksız eder” Veciz sözü, bu vahşeti  tarifte, çok masum ve yetersiz  kalıyor.

“Bu medenilerden çoğu, eğer içi dışına çevrilse, kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu” giymiş, insandan başka her şeye benzeyen bir kimlikle görünecekler.

Zira, sistemli bir şekilde hastane, okul ve sivilleri bombalayıp, yüzlerce insanı katletmek insan işi olamaz. Sömürüyü meslek edinmiş güçlerin tasallutundaki bu bölgede, kimsenin canı ve ülkesi artık güvende değil. Kilise önderliğinde, savaşı kutsayan vahşet organizasyonuna soyunmuş bir Batılı devlet aklıyla karşı karşıyayız.

ASRİKA halkları üzerinde kurulmak istenen hegemonyal statükoya karşı, her bölge ülkesinin artık, süratle silkinmesi gerekiyor. Ölüm sessizliğinden çıkarak, süratle tepki veren etkili kamuoyları oluşturmalıdır. Aksi takdirde, “gözlerinizi kapatarak gaflet sahrasında yatmakla vahşet ve gaflet sizi yağma edip perişan edecek” bir akıbet kaçınılmazdır.

“Kur’an’ın mecrasından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır. ”Asrın bediisinin 1. Dünya Savaşından sonra yaptığı bu sarsıcı ikazın ayak sesleri, bir asır sonra yeniden duyuluyor.

Eğer 15 Temmuz kalkışması başarılı olsaydı, uluslararası güçler, bölgenin işini büyük ölçüde bitirmiş olacaklardı. Geriye, ufak tefek fırça darbeleriyle yapılacak işler kalacaktı. Onu da iç savaşlara havale edeceklerdi. Bu sonucu almada ısrarlarından vazgeçmiş değiller.

Batı’da tavan yapan, akıl dışı ve bir o kadar asabi Türkiye husumetinin ve İslamafobinin sebebi, karşılaştıkları bu dirençtir. Kullanıma elverişli, silahlı–silahsız bütün araçlarını devreye soktukları halde, Türkiye’yi yedeklerine alamadılar.

Hatta ülkemiz ve bu gücü yöneten siyaset kurumunun feraseti ile Suriye’de yapılan 3(üç) operasyondan elde edilen muzafferiyet ve masada kazanılan mutabakatla güney bölgemizin kontrol altına alınması, Kardeş ülke LİBYA ile varılan mutabakat, Akdeniz’de yapılan hamleler…

İslam coğrafyasında artık biz olmadan karar alamayacaklarını anlayan Avrupa kafirleri ve Asya münafıklarını çıldırtmış durumdadır…!

Panik halindeler ve pek yakın vakitte iç çatışmalarla birbirinden bulacakları bir sona doğru gidiyorlar. İtidali kaybedip, onların düştüğü asabiyete kapılmadan, milletçe ve ümmetçe duygu ve güç birliği üretmek zorundayız.

1.Dünya Savaşından tam yüz yıl sonra, Ortadoğu’da yeni bir paylaşım formülü aranıyor. Terör eliyle sözde bir “yenidünya düzeni” inşa edilmek isteniyor ama Türkiye ’siz de bir plan yapamayacaklarını anladılar artık…

Bir şey daha anladılar…! İslam Coğrafyası için kafa yoran, vakit ayıran birileri daha var… ve bu durum onları iftira ve yalan haberden öte, yeni algı oyunları ile güya alt edeceklerini düşünüyorlar, halbuki bu Stratejik Araştırmalar Merkezimiz ASSAM ve Adnan paşam koordinasyonda emek veren gönül insanları yani “Çılgın Türkler” atı alıp Üsküdar’ı geçti bile ve İslam birliği için 3(üç) seneden bu yana yoğun faaliyetler içinde, toplantılar, paneller, Kongreler… Hızla devam etmekte olup artık ülkemiz içindeki vatan sevdalıları bu çember etrafında kümelenirken son kongre ile de 41 İslam ülkesi STK’ları ve Üniversiteleri, bizde sizinleyiz ne yapmamız gerekiyor heyecanı  içinde bu çembere girmiş bulunmaktadırlar…

Ey Avrupa kafirleri ve Asya münafıkları ne yapsanız artık boş... Kâinatın sahibi yeryüzünde kendine sevdalıları yalnız bırakır mı…? Ümit ve Kardeşlik kervanı yola çıktı… Cennet mekan Abdülhamid Han Hz.lerinin Medine hedefli katarına yetişmek üzere ve bu Türk milletinin gönül insanları… Bu katarın ana kumanda merkezine varmak üzere…

Ne mutlu sizlere ADNAN PAŞAM… Bu ülkedeki şaşkın ördeklere ve gaflet sahiplerine… sosyal medya fenomenlerine rağmen sizin arkanızda binler yola çıkmış “İslam birliği” bayrağını her bir kritik köşeye dikmek için sizden müjdeli haberler bekliyor…

Ümidim odur ki inşallah... İnsaniyete yakışır yeni bir dünya kurulacak ve bizlerde ASSAM’la, ASDER’le, TGTV ile, İDSB ile, İHH, İMH, ENSAR’la, HAYRAT’la, CİHANNÜMA, DENİZ FENERİ vb. ile bu dünyanın merkezinde olacağız.

“Şu kışın devamına ihtimal verebilir misiniz...?”

Bu soruya, bir asır evvel “Evet” demedik. Yine de demeyeceğiz. Çünkü “Her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı vardır.” Bahar, ona liyakatini ispatlayanların haberini müjdeliyor, ne mutlu Ümidini yitirmeden O bahardan haberdar olanlara ve o bahara hazırlıklı olanlara…

Mehmet Kanmaz

 

Okunma 2556 defa Son Düzenlenme Salı, 19 Ocak 2021 09:23