Tarihsel süreci belirleyen değişimlerin hiçbiri geceden sabaha ortaya çıkmaz; bunların her biri uzun soluklu oluşumların sonucudur. Sonuncu değişmenin, tüm sürecin bütününü değiştireceğine dair olaysal tarih bir yanılgıdan ibarettir; keza tarihi değiştiren büyük adamlar efsanesi de bu yanılgıdan kaynaklanmaktadır. Bu açıdan tarihte sihirli anlar, sihirli tarihler yoktur, ama simgesel anlar, simgesel tarihler vardır.Bir sürecin yoğunlaşma noktalarını belirleyen kavşaklar, dönemeçler vardır. Mesela ne Fransız Devrimi 14 Temmuz 1789’da Bastille’in alınmasıyla başlamıştır, ne de Ortaçağ 29 Mayıs 1453’te İstanbul’un fethedilmesiyle sona ermiştir. Tüm bunlar aslında kırılmaların simgesel zamanlarından ibarettir. Tarihin farklı dönemlerinde farklı kırılmalar yaşanır. Bunlar zaman ve mekan olgularına göre farklı boyutlarda yaşanır veya etkileri farklı boyutlarda hissedilir. Bu değişim dönemlerinde mikro boyutta fertten başlayarak aile, toplum, şirketler ve makro boyutta devletler etkilenir. Çıkan yeni duruma göre bu unsurlar tabii bir sonuç olarak pozisyon alırlar, almak zorundadırlar ve yeni projeksiyonlarını ve stratejilerini belirleme refleksi içine girerler. Çünkü bu yeni durumu kendileri açısından büyük ölçekte pozitif bir etkiye dönüştürmeleri gerekir.
Bu çalışmada Gönüllülük ve Afet Yönetimi konusu ele alınmış, Türkiye'de oluşan gönüllülük algısı, gönüllülük işlevinin yerine getirilmesinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri ile Sivil Toplum Kuruluşlarının kavramsal ve afet yönetimine olan katkıları araştırılmıştır. Konunun daha iyi anlaşılması için derinlemesine mülakat yöntemiyle bu alanda faaliyet gösteren STK ve ilgili Kamu Kurumlarının yaklaşımları dikkate alınmıştır. Ortaya çıkan sonuçlar; Türkiye'de gönüllülük konusunda yeterince oluşmuş bir algının henüz oluşmadığı ve bu işlevden yararlanılamadığı vurgulanmış, bu durumun nedenleri ortaya konulmuştur. Bu bağlamda eğitim eksikliğinden gönüllü kuruluşların akreditasyon sorunlarına, uygulamadaki diğer yasal sorunlardan, devletin gönüllülüğü desteklemede yeterli çabayı yeterince gösteremediğine kadar birçok konuda tespitler yapılmıştır. Türkiye'de afet yönetimi alanında gönüllülüğün daha aktif ve sonuç odaklı kullanılması için ortaya çıkan aksaklıkların çözümü konusunda çeşitli öneriler sunulmuştur. Bu öneriler ayrıntılı olarak bu çalışmada yer almaktadır.