Öğeyi Oyla
(5 oy)

 

1.     PKK DIŞ TEHDİTTİR

Bir kısım silahlı unsurlar, başka bir ülkede teşkilâtlandırılıyor, eğitiliyor, donatılıyor, silahlandırılıyor, sınırlarımızdan içeri gayri meşru yollardan sokuluyor, devletin meşru düzenine karşı silahlı eylemlere girişiyor ve bütün bu faaliyetler yabancı ülkenin topraklarında üslenmiş kadrolar tarafından yönetiliyorsa, bu açıkça kökü dışarıda bir asimetrik savaş uygulamasıdır.

Türkiye, Güneydoğu sınırlarımızın dışında üslenmiş, uluslar arası güçlerin desteklediği bir terör örgütü ile sınırlarımızın içinde ve dışında asimetrik (Gayri Nizamî) bir savaşın tarafıdır.  

Pazar, 12 Temmuz 2015 00:00

Gaye Vasıtayı Takdis Eder (1)

Yazan
Öğeyi Oyla
(3 oy)

 

"GAYE VASITAYI TAKDİS EDER" -1-

Aliya İZZETBEGOVİÇ

Birinci Dünya savaşı öncesi yüz-yüzelli yıllık vetirede Osmanlı toplumu sosyolojik, ideolojik ve askeri müdahalelerle dağılma zeminine, İttihat ve Terakki’nin uyguladığı basiretsiz siyaset sonucu da Birinci Paylaşım Savaşı'na itilmiş,akabinde 6 yıl gibi bir sürede Osmanlı çökmüştür.

Cennet mekan 2 nci Abdulhamit Han hatıratında ” Bana 4 yıl daha müsade etselerdi devleti savaşa sokmaz,dünyanın öncü devletleri arasına sokardım. “ dediği kaydedilmektedir. Tarihçiler, Abdulhamit Han’ın Osmanlı coğrafyasındaki petrol yataklarını tespit ettirdiği, devleti savaşa sokmadan bu kaynakları harekete geçirerek Osmanlı’yı yeniden diriltecek hamlelere hazırlandığını ifade etmektedirler.

Lakin 1,5 gün süren 31 Mart Vakası sonrası şekillenen siyaset Osmanlı’nın on yılda ona yakın cephede savaşa sürüklenmesine ve akabinde yıkılmasına sebep olmuştur.Yıkılışın tek sebebi 31 Mart Vakıa-ı Şerriyesi değildir elbet.Dış faktörler iç faktörlerle birlikte bu sonu hazırlamıştır.

Vaktiyle Keçecizade Fuad Paşa’nın da aralarında olduğu bir mecliste sormuşlar “Dünyanın en güçlü devleti hangisidir” diye etrafındakiler “İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya vs.” diye tahmin yürütürlerken O, tereddütsüz ”Osmanlı” deyip ardından eklemiş “üç yüz yıldır siz dışarıdan, biz içerden yıkmaya uğraşıyoruz, yinede yıkılmıyorsa bu devlet dünyanın en güçlü devletidir.” demişti.

 

Cumartesi, 13 Haziran 2015 00:00

Ontoloji, Ekonomi, Demokrasi ve Millî Birlik

Yazan
Öğeyi Oyla
(9 oy)

Peşinen söyleyeyim ki, net anlaşılabilmek için bu yazım, mümkün olduğunca sohbet tarzında olacaktır. Bu itibarla son seçim sürecinde toplumda oluşan bazı kanaat değişmelerine, şahsımdan da örnekler verişim yadırganmamalıdır.

2006 yılının Ocak ayında çıkan ilk kitabımda, aslında Türk milletinin varoluşunun ontolojik bir yaklaşımla tarihî-manevî varlık alanı ile izah edilebileceğini sayfalar boyunca anlatmış ve bunun üzerine bana yöneltilen sorulardan dolayı birçok felsefeci, sosyolog ve siyaset bilimcinin, modern ontoloji konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığını fark etmiştim [1]. Nitekim sosyolog Prof. Dr. Beylü Dikeçligil de yine 2006 yılı içinde yayınlanan, “Sosyal Bilimler Epistemolojisinde Sorunların Kaynağı: Ontolojiyi Unutmak” başlıklı bir makalesinde, aynı bilgi eksikliğinden dert yanmış ve doyurucu izahlarda bulunmuştu [2]. Şimdi siyasete geçelim.

Cumartesi, 13 Aralık 2014 00:00

Hutbe-i Şamiye (13 Aralık 2014)

Yazan
Öğeyi Oyla
(2 oy)

ASSAM Kayseri İl Temsilciliği mevcut Müslüman devletlerin ortak sosyal, etnik, mezhepsel ve dini durumları, farklılıkları, iç ihtilaf ve sorunları ile bunların çözümü açısından "Hutbe-i Şamiye" konulu Aralık ayı 4. seminerini Kayseri Yeni Asya Gazetesi okuyucularının katılımı ile gerçekleştirdi.

Eğitimci, araştırmacı, yazar Sayın Rifat Okyay'in sunumuyla gerçekleştirilen seminer ilgiyle izlendi.

 

Seminer sunum dosyasını aşağıda yer alan dosya bağlantısından indirebilirsiniz.

 

Öğeyi Oyla
(6 oy)

 

 İÇSELLEŞTİREMİYORUM

 ÇÜNKÜ

 JE SUIS MUSLIM,

 Küresel Emperyalizm algılar üzerinden olgular inşa etmektedir.

 Kavramları biraz açacak olursak ALGI; düşünmeden karar veren insanların seçimlerini etkilemek adına yapılan çalışmalar bütünü. OLGU ise; bir takım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa yani gerçek yönleri ile olayın ta kendisidir.

 Egemenlik iddiasında ki ülkeler tarihi vetirede olduğu gibi, algılar üzerinden olgular inşa edegelmişlerdir. Son olarak, Fransa’da yaşanan Charlie Hebdo baskını da bir dizayn operasyonu olarak okunmalıdır. Bu olayla verilmek istenen mesajın ilki Fransa yönetimine, ikincisi İslama yönelme potansiyeline sahip batı toplumuna, sonuncusu ise bütün dünya Müslümanlarınadır.

 Bilindiği gibi, Avrupa'da Filistin'in devlet olarak tanınması hız kazandı. Önce İsveç, arkasından İngiltere, İspanya, İrlanda ve son olarak da Fransa parlamentoları Filistin'in devlet olarak tanınması isteğiyle hükümetlerine çağrıda bulunmuştu.

 

Pazar, 30 Kasım 2014 00:00

Afganistan'ı Tanıyalım (29 Kasım 2014)

Yazan
Öğeyi Oyla
(3 oy)

Kayseri ASSAM il temsilciliği planlı seminerler çerçevesinde sorumluluk bölgesi olan Yakın Doğu Ülkelerinden Afganistan'ı incelemiştir.

afganistan-2 u

 

Sunumu indirmek için tıklayınız...

Salı, 25 Kasım 2014 00:00

Bölge İnsanı ve Çözüm Süreci

Yazan
Öğeyi Oyla
(2 oy)

Bölgede  PKK/ KCK ‘nın Devlete paralel  yapılanması  açık bir şekilde devam  etmektedir. Bu yapılanma şu alanlarda kendini hissetmektedir;

1-     PARALEL YARGI :  Özellikle  kırsal  alanlarda  kendi  yargısını oluşturma gayreti içindedir. Köy uzlaşı komisyonları adı altında kırsal kesimdeki arazi anlaşmazlıkları başta olmak üzere tüm ihtilaflar bu komisyonlar tarafından ele alınmakta incelenmekte ve karara bağlanmaktadır. On yıllardır kadastro mahkemelerinin sonuçlandıramadığı davalar bu komisyonlar tarafından sonuçlandırılmaktadır. Bilindiği gibi güvenlik nedeniyle uzun süredir mahkemeler keşif yapamamakta  ve bu yüzden birçok dava beklemede kalmaktadır. Örgüt bu durumu devlet  yargısı aleyhine kullanmakta, devletin bölgede bittiğini söylemekte, mahkemelerin yıllarca sonuçlandıramadığı  davaları sonuçlandırdığının propagandasını yapmaktadır. Ayrıca kırsal alandaki kız kaçırma, kan davası, zorla  evlendirme gibi sosyal  meselelere müdahale etmekte, komin hukuku üretmektedir. Kararlara itiraz edenleri cezalandırmaktadır.

Pazartesi, 24 Kasım 2014 00:00

Barış Sürecinde Hükümetin Eksikleri

Yazan
Öğeyi Oyla
(2 oy)

 

ÇÖZÜM SÜRECİNDE HÜKÜMETTEN BEKLENEN CESUR YAKLAŞIM

 

Çözüm sürecinde yapılan yanlışlar veya eksikliklere ilişkin bir çok şey söylenebilir ancak bu yanlışların işin doğasında olduğunu göz ardı etmemek lazım. Çünkü kabul etmek gerekir ki Devlet ilk defa Kürt sorununun çözümünü böylesine kararlılıkla ele alıyor. Daha önce de bazı teşebbüsler oldu. Turgut Özal‘ın, Demirel-İnönü hükümetinin, Tansu Çiller hükümetinin bazı açıklamaları olmuştu. Ancak ilk defa bir hükümet bu kadar kapsamlı bir çözüm perspektifine sahip görülüyor. Tabiatı ile yeni bir yol deneniyor. Bu da bazı riskleri ve yanlışlıkları beraberinde getirir. Benzer durum, etnik meselelerini çözmeye çalışmış başka ülkelerde de yaşandı. İngiltere-İRA, İspanya-Bask, Kanada-Cubeck ve diğer çözüm deneyimlerinde yaşandı.

 

Pazartesi, 29 Eylül 2014 00:00

ASSAM Kayseri Semineri (29 Eylül 2014)

Yazan
Öğeyi Oyla
(2 oy)

ASSAM'ın seminer programı çerçevesinde Yakın Doğu ülkeleri içerisinde yer alan Pakistan'ı tanıtıcı seminer 29 Eylül akşamı gerçekleştirildi. Pakistan uyruklu Şah Navaz tarafından sunulan seminerde ülke, coğrafi, demografik, kültürel, ekonomik, siyasi ve askeri açıdan özet, ancak doyurucu bir şekilde tanıtıldı.

 

Seminer sunum dosyasını aşağıda bulabilirsiniz.

 

kayseri-pakistan-semineri-1-u

 

kayseri-pakistan-semineri-3-u

Öğeyi Oyla
(8 oy)

Bu çalışmada, İslam medeniyeti ile "modern-seküler" Batı medeniyetindeki millet anlayışları, hem birbirleriyle hem de sosyo-politik yapılarla karşılaştırılmaktadır. Bu karşılaştırmalar, Türkiye için uygun olanı bilmek açısından faydalı olmalıdır.
Fransız İhtilali'nin tesiriyle "millet", Avrupa'da yeni bir sosyo-politik güç oldu. Milleti tanımlamak için yapılan çalışmalarda ise sosyolojik gözlemlere değil, filozofların fikirlerine başvuruldu. Irk, anadil ve vatandaşlık gibi birbiriyle alakasız temellere dayalı olarak üretilen çok farklı tanımların hiçbirinde mutabakat sağlanamadı. Bu arada her bir devlet, tarihî entegrasyonları kabullenmek yerine, yapılan tanımlardan birini seçerek kendi milletini inşa etmeye çalıştı. Demek ki her ne kadar "ulus-devlet" diye tanınsalar da devletlerin hiçbiri, kesin olarak tanımlanabilen bir millete ait olmadığı gibi, bir devletin milletini suni olarak inşa etmesi de mümkün değildi. Bu arada birçok devlet parçalandı, yeni kurulanlar ise aynı tehlikeyle karşılaştı.
Diğer yandan İslam medeniyetinde millet kavramı, başlangıçtan beri vardır ve manası kesindir. Kur'an-ı Kerim'de bulunan bir terim olarak millet, bir dine ve o dinin müminlerine denir. İlk dönemlerde "İslam Milleti"nin ortak dili sadece Arapçaydı. Zamanla Farsça ve Türkçe de değişik bölgelerde ortak dil oldu. Böylece "Türk" terimi, Türkçeyi ortak dil olarak kullanan farklı etnik kökenli ve farklı anadilli Müslümanların ismi oldu.
Sonradan Batı'nın modern-seküler tariflerinin alınmasıyla Türkiye'de de "Türk milleti" tanımları belirsizleşerek tartışmalı bir hâl aldı ve Türk milletinin bütünlüğü de parçalanma tehlikesine düştü.

Makale ASSAM Uluslararası Hakemli Dergi'nin ilk sayısında yayınlamıştır.