Hedefleri, fikirleri ve motivasyonları farklı 10 insan bile bir araya gelip ortak bir kararda anlaşamazken bu kadar farklı düşünen, sayılarını bilemediğimiz kadar çok gruplu Suriye’li muhaliflerin bir araya gelmesi nasıl mümkün olabildi?
Bunu ancak Suriye coğrafyasına, oradaki aşiretlere, bölgenin sosyolojisine hakim, grupların ortak hedef ve motivasyonunu iyi bilen bir devlet aklı başarabilir. Bölgedeki Türkiye hariç tüm ülkelerin Suriye’deki istikrarsızlıktan nemalandığını, zayıf bir Esed’ın varlığından paylandığını bildiğimize göre bu devlet aklı Türkiye’den başkası olamaz çıkarımını yapabiliriz.
Amerika Birleşik Devletler hükümeti 2024 yılının başlarında uzun süren müzakerelerin ve tartışmaların ardından ABD'nin NATO müttefiki Türkiye ile 40 adet yeni F-16 Fighting Falcon çok amaçlı savaş uçağının satışını ve Türk hava Kuvvetlerinin mevcut F-16 filosu için 79 adet modernizasyon kitinin satışını binbir naz ile onaylamıştı.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı geçtiğimiz hafta içinde ABD’den mevcut F-16 filosu için 79 adet modernizasyon kiti alma kararını değiştirdi ve TUSAŞ’ın yeteneklerine güvenerek satın almaktan vazgeçtiğini açıkladı.
ABD Başkanı Biden’ın giderayak GKRY lideri Nikos Hristodulidis’i Beyaz Saray’ın Oval Ofis’inde kabul edip sohbet etmesi, uyutulacak bebekler gibi pışpışlaması, Kıbrıs Rum tarafının boylarından büyük hayaller görmelerine neden oldu. Belli ki Rumların gördüğü hayallerin senaryosunu yazan senarist kafayı iyice bulmuş olmalı ki olmayacak hikayelerle Rum halkının mutlu rüyalar görmelerini sağlıyor. Gerçekleri ters yüz edip doğruymuş gibi halka sunarak kandırmak ve mutlu olmalarını sağlamak da bir yetenek, bırakınız yapsınlar, bırakınız inansınlar…
İkinci Dünya Savaşı’ndan itibaren uluslararası politikada süper güç olarak sivrilebilmeyi başaran ABD, savaş sonrasında da küresel ölçekte bir hegemonya tesis edebilmiştir. Soğuk Savaş’ın bitmesiyle birlikte küresel sistemde tek başına hegemon güç olarak kalmıştır. Bundan sonraki süreçte de ABD’nin elde ettiği üstünlüğü koruma mücadelesiyle hareket ettiği görülmüştür. ABD’nin konumunu koruma politikası dış politikasında iki temel stratejiyi ortaya çıkarmıştır.
Amerikan Savaş Gemisi USS Nitze’nin İstanbul ve bilahare de Kocaeli İzmit Körfezine demirlemesinin derin anlamları var. Bu olayı, Türk düşmanı Amerikalı Henri Barkey’in, ABD Dış İlişkiler Konseyi'nin yayın organı Foreign Affairs, Washington'ın yaklaşan Türkiye seçimlerine "askeri müdahale" seçeneklerini ortaya koyan bir makalesi ile birlikte analiz etmek gerekiyor. 15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı kalkışmasında ismi geçen Henri Barkey, makalede Türkiye'nin Batı'yı rahatsız eden siyasetlerini sıraladı ve 6'lı masaya aday önerisinde bulundu.[1] Ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın tehdit edilmesi gerektiğini belirten küstah ifadeler kullandı yazısında.
Altılı masanın içtiği andın adıdır ‘Misak-ı Müstemleke’…
Goebbels Kemal, 2-5 Kasım 2022 tarihleri arasında önce ABD sonra İngiltere’ye gitti. ABD’de, daha çok Türkler’le, İngiltere’de ise Londra bankerleri ile görüştü. Ziyaretinin sebebi; olurda iktidara gelirse lazım olacak parayı bulmaktı.
Birçok şirketle görüşüldü.
Afganistan, jeopolitik ve jeostratejik açıdan Asya’nın kalbi durumundadır. Kıtalar ve bölgeler arasında yer alan bir ülkedir. Huzuru, barışı ve refahı çevresinde; Orta Asya (Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan) Pakistan ve İran’da da huzur ve barış demektir. Afganistan, Orta Asya, Hint Okyanusu ve Ortadoğu’ya giriş-çıkış için bir kavşak noktada bulunmakta.Hala keşfedilmeyi bekleyen bakır, petrol, lityum, uranyum kaynakları olan muazzam bakir bir bölge.
Afganistan’ın emperyalizmin oltasına takılı bir balık olmadan, sınai, iktisadi ve içtimai açıdan gelişmesini sağlayabilmesi için ABD’yi bırakıp halkı arkasına alması, bütün kesimleri kucaklaması gerekmekte.
Türkiye-ABD ilişkileri 1947'de İnönü'nün Milli Şefliği döneminde başlamıştır. ABD ile yapılan anlaşmanın başlığı dikkat buyurun "Türkiye-ABD Anlaşması" değil, "Türkiye'ye Askeri ve Ekonomik Yardım Anlaşması"dır. Bu başlığın kendisi bile milletimiz için son derece aşağılayıcıdır. Tıpkı sömürge ülkeleri yapılan tek taraflı anlaşmalar gibi.
Makaleyi indirmek için tıklayınız.
AFGANİSTAN HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Doğu ve güneyde Pakistan, batıda İran, kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, doğuda da ufak bir sınırla Çin’e komşu olan Afganistan [1, 3], 8 Ağustos 1919 tarihinde Ravalpindi Anlaşmasıyla bağımsızlığını kazanmıştır [2]. Jeopolitik yönden önemli bir ülke konumunda olan Afganistan, büyük göçlerin odağı olmuş ve birçok istilalara maruz kalmıştır. Afganistan 1979 yılında Sovyet güçleri tarafından, 2001 yılında ise ABD tarafından işgal edilmiştir. Afganistan’ın 12 bölüm ve 162 maddeden oluşan mevcut Anayasası 26 Ocak 2004 tarihinde kabul edilmiş ve devletin adı Anayasa’da “Afganistan İslam Cumhuriyeti” olarak yer almıştır [3]. ABD’nin 2021 yılında Afganistan’dan çekilmesiyle Taliban ülke yönetimine geçmiştir. Afganistan İslam Cumhuriyeti yaklaşık 652 100 km2 yüzölçümü ve 33 milyonluk nüfusu ile denize sınırı olmayan bir Asya ülkesidir [1]. Başkenti Kabil olup diğer büyük şehirleri Kandahar, Herat, Mezarışerif ve Celalabad’dir (Resim 1).
• Sahil veya Sahil Kuşağı (Arapça ﺳﺎﺣل, sāḥil, yarı kurak Sahra sınır veya sahanlığında tropik ve alttropik otlaklar ve çalılıklardan oluşan savanalardır.
• Sahel, batıda Atlantik Okyanus’undan, doğuda Kızıldeniz’e kadar uzanan; şerit genişliği birkaç yüz kilometreden - bin kilometreye kadar değişen ve 3,053,200 kilometrekare alanı kaplayan 3862 km uzunluğundaki bir şerit halinde devam eder.
• Sahel; Afrika'nın Sahra Kuşağının Güneyinde kalan, Senegal'den başlayarak, Moritanya, Mali, Nijer, Çad, Sudan ve hatta kısmen Nijerya, Burkina Faso ve Eritre'yi de içine alan coğrafyayı tanımlayan isimdir.