RUSYA’NIN SAVAŞA GİDEN YOL HARİTASI
- 21 Şubat akşamında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Rusya halkına” yaptığı seslenişte ayrılıkçı Donetsk ve Lugansk cumhuriyetlerini tanıdığını açıkladı. Her ne kadar Putin’in konuşması halka sesleniş olarak adlandırılsa da konuşmanın tüm dünya tarafından takip edildi.
- Ayrılıkçı bölgeler konusu, genel olarak Kremlin’in "Yakın Çevre" siyasetindeki önemli kozlarından biri.
- Rusya’nın elindeki koz: Ayrılıkçı bölgeler
- Ayrılıkçı bölgeler konusu genel olarak Kremlin'in "Yakın Çevre" siyasetindeki önemli kozlarından biri. 1991’den itibaren de Moskova; Gürcistan, Ukrayna ve Moldova örneğinde görüldüğü gibi eski Sovyet cumhuriyetleriyle münasebetlerinde bu faktörü aktif olarak kullanıyor. Ancak bu konudaki baskılar sonuç vermediğinde ve artık “diplomatik” yollarla sonuçların elde edilemeyeceği anlaşıldığında, konuyla ilgili verilecek en radikal karar olarak “tanıma” kararı alınıyor.
- Batı'nın en büyük hatası, geçen 30 yılda eski Sovyet cumhuriyetlerine yönelik bir siyaset/yaklaşım üretememesi.
- Donetsk ve Lugansk örneğinde de aynı senaryo uygulandı. Kremlin, Ukrayna yönetiminin adı geçen bölgelere özel statünün verilmesini öngören Minsk Anlaşması’nı hayata geçirmeyeceğini ve Batı ile askeri iş birliğini geliştirdiğini görünce karşı tarafa adım atma şansını tanımadan kendi senaryosunu hayata geçirdi. Abhazya ile Güney Osetya’nın yanı sıra Belarus, Suriye gibi ülkelerin de yakında bu bölgeleri tanıması, şaşırtıcı olmayacak.
- Putin’in SSCB ve NATO "takıntısı"
- Zira iktidara geldiğinden itibaren SSCB’nin parçalanmasının büyük bir felaket olduğunu, NATO’nun da Sovyetler Birliği ile birlikte tarihe karışması gerektiğini defalarca dile getirmişti. Nitekim özellikle Putin’in başkanlığının ikinci döneminden itibaren (iç siyaseti ve ekonomiyi toparladıktan sonra) Kremlin, dış siyasetinde önceliği yeniden eski Sovyet coğrafyasına vermeye başladı.
- Kremlin, Orta Asya ve Kafkasya’daki varlığını pekiştirdi. 2008’de Kafkasya’da Ermenistan’ın yanı sıra Abhazya ve Güney Osetya gibi “kalelere” sahip oldu ve buraya askeri üsler açtı. 2020’de ise Karabağ’a barış gücü birlikleri göndererek buradaki gücünü daha da pekiştirdi. Orta Asya’daki cumhuriyetler ise Moskova ile zaten Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ), Avrasya Ekonomi Birliği çerçevesinde iş birliği geliştiriyor. Diğer bir deyişle Moskova, cumhuriyetlerin 30. yılında Baltıklar dışında eski Sovyet coğrafyasında yeniden güçlü bir konuma geldi. Bu zincirde kendisi açısından eksik olan Ukrayna halkasını da Donetsk ve Lugansk ile kapatmış oluyor.
- Zaten yaptırım uyguladığın Rusya’yı yaptırımla tehdit etmek, Rusya’yı kendi siyaseti çerçevesinde hiçbir adım atmaktan alıkoyamaz.
- Lugansk ile Donetsk, Batı ile Rusya arasında bir set rolü oynayacak. Moskova böylece NATO’nun Batı sınırına yaklaşmasını da engellemiş olacak.
- Aynı zamanda son gelişmeler ve Putin’in konuşması, son yıllarda zayıflayan ve bünyesinde çatlaklar oluşan Avrupa sınırında "Sovyetler"in yeniden doğuşu olarak da yorumlanıyor. Böylece AB’nin ABD’ye askeri ve enerji alanlarında ihtiyacı ve bağlılığı da artacak. Bu kapsamda AB, son olayların kaybedeni. AB sınırı daha da istikrarsızlaştığı gibi Rusya, AB’ye daha da yakınlaşmış oldu. ABD’nin AB’ye karşı en önemli silahı da işte budur: Rusya tehdidi. Gerek Alman gerekse de Fransız yetkililerin çabaları da bir netice vermedi. Prestijlerine zarar veren diplomatik bir başarısızlık söz konusu. Bölgeyi bekleyen değişiklikler
- Tıpkı Abhazya ve Güney Osetya örneğinde olduğu gibi Donetsk ile Lugansk’ın tanınmasından sonra bu bölgelerle askeri yardımlaşmayı öngören anlaşmalar imzalanarak buralara da Rus askerleri gönderilecek. Dolayısıyla Ukrayna’nın buraya askeri müdahalesi de engellenmiş oldu. Zira Ukrayna’nın askeri müdahalesi, savaşın Ukrayna topraklarında yayılması ve yeni toprak kaybı tehdidi de taşıyor. ABD’nin Doğu Avrupa’ya asker, AB’nin Ukrayna’ya silah göndermesinden “cesaret alan” ve hem NATO üyeliği konusunda hem de askeri destek konusunda fazla iyimser yaklaşan Ukrayna, bir kez daha yanılmış oldu.
- Burası, kömür yatakları bakımından zengin bölgelerdir.
- Lugansk ile Donetsk’in bağımsızlığı yalnızca Rusya ve birkaç ülke dışında tanınacak olsa da Ukrayna’nın toprak kaybı fiiliyatta resmileşmiş oldu. Halbuki Minsk Anlaşması’na (adı geçen bölgelere Ukrayna Devleti içinde özel statünün verilmesi) uyulması ileride Ukrayna’nın bu bölgelerde kontrolünü yeniden sağlamasına imkan tanıyabilirdi. Rusya yanlısı bir iktidar dahi artık Ukrayna’nın bütünlüğünü sağlayamaz.
- Moskova da enerji kaynak ihracatını Çin ve Uzak Doğu’ya yoğunlaştırmış olacak.
- Rusya’nın Ukrayna hamlesi ve Putin’in konuşması, şüphesiz diğer eski Sovyet cumhuriyetleri için de bir mesaj içeriyor. Dikkat çeken hususlardan biri de Vladimir Putin’in cumhuriyet liderlerini Moskova’da kabul etmiş ve kabul edecek olması. Nitekim Kazakistan Cumhurbaşkanı Cömert Tokayev, Rusya’nın kendisine toprak bütünlüğü konusunda garanti verdiğini dile getirdi. Son günkü gelişmeler çerçevesinde Tokayev’in bu açıklaması daha iyi anlaşılıyor. Öyle görünüyor ki gelecek süreçte Rusya’nın Orta Asya ve Kafkasya cumhuriyetleriyle iş birliği daha da gelişecek, Belarus ile Birlik Devlet projesi hız kazanacak, Avrasya Ekonomik Birliği’nin üye sayısı artacak.