Tarih ve coğrafya bir bütün olarak ele alındığında plan açıkça görülecektir.
Birinci dünya savaşı sonrası kurulan Ermenistan Orta Asya ile aramıza, PKK ve uzantılarıyla kurmaya çalıştıkları sözde Kürt devleti ise İslam dünyasıyla aramıza bariyer yapılmak isteniyor.
Süreç hızla işliyor, Suriye’de durum her gün biraz daha kötüye gidiyor…
ABD-Rusya çıkarları ekseninde, barış ve ateşkes çabaları sonuç vermiyor.
Türkiye, önce sığınmacılarla, şimdi ise fiili tacizlerle sınanıyor.
Sınır ötesinden ilçe ve şehirlerimize her gün roketli saldırılar gerçekleşiyor.
Bizde angajman kuralları gereği cevap veriyoruz.
Nedir bu angajman kuralları ve ne işe yarar?
Angajman kuralları, diplomaside tarafların ilişkilerini yürütürken kullandıkları prosedürleri ifade ederken, askeri alanda bir ülkenin başka bir ülkenin hava sahasını ihlal etme veya ülke topraklarında oluşacak bir tehdide karşı yapılacak askeri tepkinin şartlarını belirlemektedir.
Angajman kuralları milli askeri doktrinimizde, tamamlayıcı yardımcı emirler, dağıtım emirleri, harekât planları, yürürlükteki direktifler olmak üzere çeşitli şekillerde görülmektedir.
2012 yılında F-4 savaş uçağımızın düşürülmesi sonucu Türkiye ile Suriye arasındaki angajman kuralları değiştirildi. Buna göre; Suriye tarafından gelecek bir ihlal karşısında uyarıda bulunmadan vurulacaktı. Bu çerçevede; 2013 yılında bir Suriye helikopteri, 2014'te bir MIG-23 savaş uçağı, Mayıs 2015'te ise Suriye hava aracı Türk savaş uçakları tarafından vurulmuştu.
Son günlerde Suriye tarafından atılan roketler nedeniyle angajman terimini yeniden sıklıkla duymaya başladık.
“IŞİD bölgesinden Kilis’e roket: 4 ölü…
Angajman kuralları gereği TSK…”
“Kilis’e yine roket mermileri atıldı: 2 ölü…
Angajman kuralları gereği Fırtına obüsleri ile…”
“Suriye’den atılan roket sonucu Kilis’te bir kişi daha öldü…
Angajman kuralları gereği, IŞİD bölgesinde belirlenen hedefler …”
Kilis ve yakınındaki il ve ilçelerimiz aylardır Suriye’den atılan roketlerin hedefinde.18 Ocak’tan bu yana kente isabet eden roketler sonucu 21 kişi hayatını kaybetti. Biz ise her saldırı sonrasında angajman yaptık.
Fakat angajman çözüm müdür? Bence değil.
Çünkü; bu saldırıların amacı PKK’nın içerde yaşadığı hezimetden dolayı Türkiye’nin dikkatini Suriye’ye çekmektir.
Ayrıca karşımızda devlet diye bir şey yok tescilli bir maşa örgüt bulunmaktadır.
Sınır desen ortada sınır diye bir şey yok…
Peki neyin angajmanıdır bu Allah’ınızı severseniz. Daha ne kadar sabredeceğiz?
Kuzey Suriye’de Afrin kantonu ile Kobani kantonu arasında kalan, bize göre “güvenli bölge” uluslararası terminolojiye göre “tampon bölge” bir an evvel hayata geçirilmelidir.
Türkiye çıkarlarının gereğini yapmak için birilerinden icazet almak zorunda değildir...
Acele etmeliyiz. İslam dünyası ile aramıza uydu Ermeni bariyeri kurulmak üzere.
Selam ve muhabbetlerimle…