Stresli Seçim, Sürprizli Sonuç
Papa 16. Benedictus’un yaşlılığını gerekçe göstererek 28 Şubat 2013 günü görevi bırakmasının ardından, Papa adayı olan kardinaller içinden on kişi en favori kabul edilenlerdi. Yeni Papa’yı seçecek olan kardinaller, Liberaller ve muhafazakârlar olarak iki grupta görülen 115 kişiydi. Yapılacak gizli seçimde oyların en az üçte ikisinden bir fazlasını alan şahıs, Papa olacaktı. Bu sebeple uzlaşmaları gerekiyordu. O uzlaşma sadece bir şahsı değil, bir takım kirli ithamlarla ilgili tutumu da belirleyecekti. Çünkü Vatikan’daki bazı din adamları hakkında çok sayıda maddî ve cinsî istismar suçlamaları vardı.
BBC’nin Avrupa editörü Gavin Hewitt, 12 Mart 2013 günkü yazısında, önceki Papa’nın o skandallarla yüzleşmeyi başaramadığını söyledikten sonra, Curia’nın, aslında liberal ve muhafazakâr olarak değil, temizlik isteyenler ve statükonun devamını isteyenler olarak ikiye bölündüğünden bahsediyor ve “Curia’nın bazı üyeleri şantaja maruz kalabilir” endişesini dile getiriyordu. Hewitt’in arzusu, Papa seçiminin uzun sürüp her şeyin açıklık kazanmasıydı.[1]
Ama öyle olmadı. Yazısının hemen ertesi günü Sistine Şapeli’nin bacasından beyaz dumanlar yükseldi. Bu, yeni Papa seçildi, demekti. Daha ertesi gün de BBC, yeni Papa’yı şu başlıkla tanıtıyordu: “Papa: İlk Cizvit, ilk Latin Amerikalı, ilk Francis”.
Papa seçilidikten sonra “Francis” adını alan Arjantinli Kardinal Jorge Mario Bergoglio’nun ismi, seçim öncesindeki favoriler arasında görülmüyordu. Bu bir sürprizdi. Seçilmesinden yılsonuna kadar geçen süreçte, Vatikan’daki cinsel tacizcilerin cezalandırılmasını istemesi, Vatikan Bankasının üst düzeyinde tutuklamalar olması, önceki Papa’ya kıyasla dirayetli olacağı yönünde işaretler sayılsa da, onlar zaten başlıca taleplerdi. Bu itibarla pek de sürpriz sayılmazdı. Fakat seçildikten sonra, eşcinsellere ve ateistlere yönelik liberal açılımcı demeçleri oldu ki onlar, gerçekten sürprizdi.
Eşcinsellik ve Ateistliğe Yeni Bakış
Yeni Papa Francis, 29 Temmuz 2013 günü verdiği demeçte, eşcinsellerin toplum dışına itilmemesini telkin etti. Kilise’nin görüşünün eşcinselliği günah gördüğünü bir cümleyle hatırlatan Papa, “Bir insan eşcinselse, Tanrı’yı arıyorsa ve iyi niyetliyse, ben kimim ki onu yargılayabileyim?” dedi ve eşcinsellerin toplumda tam olarak kabul edilmelerini öğütledi. Hatta “Sorun böyle bir cinsel yönelime sahip olmaları değil. Kardeş olmalıyız” diyerek cinsel yönelimlerinin bir sorun olarak görülmemesini de istemiş oldu.[2]
11 Eylül 2013 tarihinde ise, ateistlere bir mektubu yayınlandı. La Repubblica gazetesinin manşetinden verilen o mektubunda, ateistlerin de cennete gidebileceğini, inananlar için kötülüklerden pişman olmanın, inanmayanlar içinse kendi vicdanlarını dinlemenin esas olduğunu ileri sürdü. Bu mektup, daha sonra Hıristiyan dünyasının birçok yerinde manşetlerde yer aldı. Papa’nın bu yaklaşımı, kimilerince “Kilise’yi çağdaşlaştırma girişimi” diye takdire layık, kimilerince ise “temelsiz” bulunuyor. Temelsiz bulanlar, “Eğer ateistler de cennete gidecekse inananlar ne diye zahmet çekip ibadet ediyorlar?” ve “Bir ateist inanmadığı Tanrı’nın affını neden istesin, inanmadığı cennete gitmeye neden ümit bağlasın” diye soruyorlar.[3]
Elbette ki bu meselelerde kişiler farklı düşünebilirler fakat bir din adamı söz konusu olduğunda dinin bakışı esas olmalıdır. Her iki meselede de Hıristiyanlığın hükümleri nettir.
Hıristiyanların “Eski Ahit” diye tanıyıp inandıkları mevcut haldeki Tevrat’ta Lut kavminin eşcinsellikleri sebebiyle Allah’ın gazabına uğrayıp yok edildikleri anlatılmakta[4]; Yine mevcut Tevrat’ta “Kadınla yatar gibi bir erkekle yatma. Bu iğrençtir” denilmektedir.[5]
Tevrat’taki bütün peygamber kıssaları ile İncil’deki Hazreti İsa’nın sözlerinin hepsinde, insanları Allah’a inanmaya ve Allah tarafından emredilen ahlaka göre yaşamaya davet vardır. Aziz Pavlus’un İncil’de yer alan bir mektubundaki şu cümleler ise, inananlar ile inançsızlar arasında kesin sınırı çizer: “İmansızlarla aynı boyunduruğa girmeyin. Çünkü doğrulukla fesadın ne ortaklığı, ışıkla karanlığın ne beraberliği olabilir?… İman edenin iman etmeyenle ne paylaşlığı olabilir?”[6]
Bütün bunlara dikkat edildiğinde yeni Papa’nın bu iki alandaki açılımının ne büyük bir sürpriz olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Bu sürpriz, yeni Papa’nın kişiliği ve mensup olduğu tarikatın özellikleri bakımından daha da şaşırtıcıdır.
Papa’nın Tarikatı ve Kişiliği
Papa’nın mensup olduğu Cizvit tarikatı sadece erkeklere açıktır. Dünya çapında 19.000 kişi olan mensupları, misyonerliği vazife bilmiş, zenginlikten uzak ve namuslu bir hayat sürmeye yemin etmişlerdir.
Papa da kardinalliği döneminde o prensipleri titizlikle yaşayan biri olarak tanınıyordu. Arjantin’de sade bir apartman dairesinde gösterişten uzak bir hayat sürüyor, yemeklerini kendi pişiriyor, metro ve otobüs gibi kitle ulaşım araçlarına biniyor, Vatikan’ı ziyaretlerinde kardinallerin gösterişli kırmızı-mor kıyafetleri yerine siyah renkli sade bir cübbe giyiyordu.
Böyle bir hayat süren insanın, herkesi şaşırtacak şekilde inanç temellerinin aksi yönde değişik konuşmasının sebebi ne olabilir? Bu sorunun cevabı, yine Papa’nın demeçlerinde aranmalıdır.
Nietzsche’nin ‘İnsanüstüleri’ mi Devrede?
Papa Francis, eşcinselliği sorun görmemeyi istediği açıklamasında, “en kötü sorun” diye şunları saymaktadır: “Hırslı insanların, siyasî çevrelerin, masonların ve diğer çok sayıdaki kimselerin lobi faaliyetleri.” Papa’nın bu demecinden önceki bir özel sohbette, “Vatikan’da eşcinsel bir lobi var” dediği de söylenmektedir.[7]
Tam bu noktada Friedrich Nietzsche’nin geleceğe matuf bir beklentisini hatırlamakta fayda var. Din, her türlü metafizik ve normlar koymuş her çeşit felsefî görüşün aleyhtarı olan filozof Nietzsche bile, dinî inançların terk edilmesiyle (“Tanrı’nın ölümüyle”) ahlakın da kaybolduğunu kabullenmekte fakat Allah korkusuna dayanmayan gerçek ahlakı(!), yani “efendi ahlakı”nı her şeyi yapmaya gücü yeten “insanüstülerin” kuracağını ümit etmekteydi.[8]
Samimi bir Hıristiyan olarak tanınan yeni Papa’yı da Hıristiyanlığın inancına kökten ters düşen ateistleri bile, “cennete gidebilir” demeye ve Hıristiyan ahlakının “çok iğrenç” bulduğu eşcinselliği “sorun görmemeyi” telkin etmeye zorlayan bazı güçler olabilir. Papa’nın “en kötü sorun” diye birtakım lobileri sayması ise, o fetvalarından dolayı çektiği vicdan azabından olabilir.
Fakat her ne sebepten olursa olsun, o telkinlerinin Hıristiyan genel inancı ve şeriatıyla ters düştüğü açıkça meydandadır. Bu durumdan, Müslümanların da ibret alması gerekir.
İslam Dünyasındaki Tehlike
Yeni Papa’nın yukarıdaki sözlerinin asıl Hıristiyanlıktan uzaklaşmış olması, yine yukarıda verilen Hıristiyanlığın kaynakları dışında kalarak mantık yürütmesindendir.
İslam dünyasında da, -bu arada Türkiye’de de- birbirinden farklı bazı çevreler, uydurma hadisleri gerekçe göstererek bütünüyle hadisleri göz ardı etmeye, onların da Allah’a inandıklarını gerekçe göstererek “ehl-i kitabın” hepsini nerdeyse Müslümanlar gibi kabullenmeye, “çağı yakalamayı” gerekçe göstererek Batılı filozoflardan da yararlanmak suretiyle “yeni kelam” hazırlamaya çağrılar yapmaktadırlar.
Aslında dindar olan o zatlar, samimiyetle o kanaatlerde olabilecekleri gibi, çeşitli lobilerin şantajları sebebiyle de öyle konuşup yazıyor olabilirler.
İhtimaller bir yana, emin olunması gereken şey, İslam’ın aslî şer’î delillerinin Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyas olduğu[9], onları ihmal edenlerin ise İslam şeriatından ve itikadından uzaklaşma ihtimalinin kuvvetli olduğudur.
Bir kere öyle bir yol açıldığında, Katoliklik örneğinde görüldüğü gibi, nereye kadar gideceği hiç kimse tarafından kestirilemez. Öyle bir vebali yüklenmeyi göze almak bile, büyük bir vebal olsa gerektir.
……………………
1 Hewitt, Gavin; “Kardinaller Meclisi Nerede Ayrışıyor?”, www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/03/130312_cardinal_curio.shtml (erişim: 12.03.2013).
2 “Papa: Ben kimim ki eşcinselleri yargılayayım?”, www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/07/130729_papa_escinsel.shtml (erişim: 29.07.2013).
3 Pınar; Övgü; “İtalya, Papa’nın ‘ateist açılımını’ tartışıyor”,
www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/09/130915_papa_ateist_acilimi.shtml (erişim: 15.09.2013).
4 Tevrat, “Tekvin”, 19:1-29.
5 Tevrat, “Levililer”, 18:23.
6 İncil, “Korintlilere 2. Mektup”, 6: 14-15.
7 “Papa: Vatikan'da bir 'eşcinsel lobi' var”, ww.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/06/130613_papa_escinsel_lobi.shtml (erişim: 13.06.2013).
8 Nietzsche, Friedrich; Böyle Buyurdu Zerdüşt, Kum Saati Yayınları, İstanbul, 2003.
9 Atar, Fahrettin; Fıkıh Usûlü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1988, s. 25.